İçine iyiliği alamayan dışarıya sevgi gösteremez
Medyada neredeyse her akşam kadınlara, çocuklara ve hayvanlara uygulanan şiddet görüntüleri çoğumuzu hayrete düşürmektedir. En son eski eşinin evinin önüne bomba düzeneği yerleştirdiğini, kümesindeki hayvanlara zarar veriyor diye köpeğin patilerini kestiği, birbirine bağlayarak ölüme terk edilen iki köpek yavrusunun haberlerini de görünce; insan bu kadar da olmaz dedirtiyor. İnsanoğlu kendi soyuna, diğer canlılara karşı neden bu kadar öfke ve şiddet dolu. Bu insanlar nasıl bir aile ortamında, hangi eğitimi alarak, nasıl bir çevrede büyüdü ki; böylesine nefret ve şiddet dolu oldular.
Günlük yaşamımızı karartan bizi umutsuzluğa sürükleyen şiddetin altında yatan en büyük etkenin sevgisizlik olduğunu görüyoruz. Bütün çocuklar masum doğuyor. Nasıl büyütülüyorlarsa sonradan öyle bir kişilik oluyorlar ki; onlara insan demeye kimsenin dili varmıyor.
Akşam evde insanların büyük kısmının neredeyse tek eğlencesi olan televizyonu açtıklarında birçok kanalda oynayan dizilerin çoğu şiddet üzerinedir. Şiddet öyle bir tarzda veriliyor ki, neredeyse öldürülen insanların sayısı bir şehrin nüfusunu geçiyor. İnsanların her türlü vahşi yöntemlerle öldürülmesinin bu kadar rahat sergilenmesi izleyen çocukları etkilememesi mümkün mü? Aile ortamında sevgiyle büyüyemeyen insanlar kendisine en iyi adam öldüren, acıması olmayan insanları örnek almayacaklar mı?
Ancak; iyi olması öğretilen çocuklar büyüdüklerinde aldıkları bu iyilik özelliklerinden dolayı çevresine, eşine, çocuklarına, doğaya karşı da iyi olurlar. Çocukken öğrendikleri iyi olma alışkanlıkları onları çevresine sevgi dağıtan bir kişiye dönüştürür. Bu yüzden önce böylesine şiddet ortamlarından uzak tutulması gerekiyor. Ebeveynlerin de çocuklarına iyiliği ve sevgi dolu olmayı, diğer canlılara ve doğaya karşı merhametli olmayı öğretmeleri gerekmektedir. Bu yüzden geleceğin nesilleri olacak olan çocukların nasıl yetiştirildiği önemlidir. Kendine iyilik aşılanmayan ve güvensizlik ortamında yetişen çocuklar büyüdüğünde de çevresine bu sevgisizliği yayacaklardır.
Güzel sözler duyamayan, sevgiyle kucaklanmayan, sevgisiz ve güven duygusunun gelişmediği bir ortamda yetişen çocuk erişkin hale geldiği zaman da ilk başta eşine, çocuklarına sevgi sunmayacak, hayvanlara merhamet etmeyecektir. Sevgisizlik ve uyumsuzluk onda geçmişinde yaşadığı sevgisizliğin intikamını almaya yöneltecektir.
Zamanında içine iyiliği alamayanlar sonradan dışarıya verecekleri sevgiyi bulamıyorlar ve sevgiye dayalı ilişkiler de kuramıyorlar. Kişinin sevgisiz olarak geçen geçmişi sonradan şiddet olarak aileye ve topluma geri dönüyor. Ailelerin en azından çocukların ruh sağlığını bozan, şiddetten geçilmeyen televizyon dizilerinden uzak tutmaları gerekiyor.
Mümin Ağcakaya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.