Engelliler haftasına bir bakış
Uzun bir aradan sonra okurlarımla tekrardan buluşmuş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Son olarak 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle ''Bizim Dünyamız''adlı bir yazı yazmıştım.O yazı ile amacım engelliler gününde bir engelli bireyin diliyle kendisinin iç dünyasını yansıtmak,onların kimliğini ve içinde yaşadıkları toplumdan kaynaklı kimi sorunlarını anlatmaktı.Ona ilişkin olumlu birçok dönüt aldığımı vurgulamak isterim.’Bizim Dünyamız’ adlı seri yer yer buradan yazdığım yazılarla devam edecektir.
Zor bir süreçten geçmekteyiz toplum olarak. Pandemiden kaynaklı olarak yaşamımız bir hayli daraltıldı.Dikkat ederseniz daraldı demiyorum daraltıldı diyorum. Çünkü toplum olarak cok ciddi bir yönelim ile karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum ancak bugünkü yazımın konusu bu olmadığı için bu konuda daha detaylı açıklamalar yapmaya gerek de duymuyorum. Pandeminin sadece günlük yaşamımıza etkisini ve bunun konumuz ile bağını kurmayı amaçladığımı vurgulamış olayım yeri gelmişken.Yaşamsal bir süreçten geçerken bizden daha fazla bu süreçten etkilenen ve yaklaşık dünya nüfusunun yüzde onbeşini oluşturan engelliler ile ilgili bir yazı tasarladığımı bilmenizi isterim.’Bu da nerden çıktı?’ diye düşüneniniz olabilir tabii ki. 10-16 Mayıs tarihleri ülkemizde ve Birleşmiş Milletlere üye yüz elli altı ülke de her yıl Engelliler Haftası olarak kutlanır.Bende bu vesileyle bu yazımı onların zor olan yaşamının daha da zorlaştığını düşündüğüm bu zaman diliminde birazcık da olsun zorluklarını dillendirmek ve bir toplumsal farkındalık yaratmak için yazıyorum.
Bir çoğumuz gerçekten zor dönemlerden geçtik. Sosyal, eğitsel, ekonomik , siyasal yaşamımız alabildiğine daraltıldı. Hatta ruhsal olarak bizi fazlasıyla etkileyen bu sürecin derin izlerini çevremize dahi yansıtır olduk.Ama nüfusun önemli bir kesimini oluşturan engellilerin pandemili günlerinin çok daha zor geçtiğini aklına getirenimiz oldu mu? Sanmıyorum. Belki de çok az bir kesimimiz bu konuda empati kurabildi. Çünkü bir çoğumuz kendi telaşımıza düştük. Engelliler haftası vesilesiyle haber okumak ya da sosyal medyadan engelliler ile ilgili birkaç sayfaya bakmak yeterliydi aslında. Şu çok açık görüldü. Pandemiden dolayı sosyal etkinlik alanı olarak düşünülebilecek park, okul, spor salonu, sinema vb alanların kapalı oluşu bizden daha çok engelli bireylerin yaşamını zorlaştırdı. Gerek engel durumlarından dolayı gerekse de sosyal aktivitelerini yapabilecek alanlarının kısıtlanması bu grupta ciddi sıkıntılara yol açtı.Ben bu konunun uzmanı değilim tabii ancak takip edebildiğim kadarıyla bu süreçte bu grup içinde yer alan bireylerin yaşamda çok ciddi uyum sorunu yaşadığı,bırakın kendi kendine yetebilecek durumda olmayı daha bir gerilediğine dair önemli haberler var günlük basında.Destek eğitim programlarının bilinen nedenlerden aksamış olması da bu sonuca yol açan önemli faktörlerden biri.Engelli bireylerin ailelerinin bu süreçte karşılaştıkları sorunları anlamak için birkaç dakikalık bir gözlem ya da uzaktan bir telefon görüşmesi dahi yetiyor. Haklı olarak akıllarına ilk gelen sorular;''Hayat ne zaman normale dönecek?'', ''Destek eğitim programları ne zaman başlayacak?'' gibi bizim içinde belirsizlik taşıyan sorular olmaktadır.
Evet! Dünya Engelliler Haftası pandemiden kaynaklı zorluklarla başladı. Pandemiden kaynaklı engeller olmasaydı bu haftayı belirlenmiş etkinlikler çerçevesinde belki de, okulda, rehabilitasyon merkezlerinde, sokakta vb uygun alanlarda birlikte kutlayacaktık .Ancak bunun mevcut koşullarda mümkün olmadığını da hepimiz bilmekteyiz.Koşullar uygun değil diye hiçbir şey yapmayacak mıyız? Tabiki hayır! Uzaktanda olsa bildiğimiz, tanıdığımız ya da değişik nedenlerden dolayı karşılaştığımız engellilere zor dönemlerinde verilecek ya da gönderilecek mesajlarla dayanışma gösterilebilir.Toplum olarak dayanışmaya en fazla ihtiyacımızın olduğu bir dönemden geçmekteyiz.Bu dayanışma örnekleriyle hem engelli bireylerin az da olursa dünyalarına girebilir,onların ruhuna dokunabiliriz hemde yaşamlarını biraz daha kolaylaştırabiliriz.Tv,basın,sosyal medya aracılığıyla bu haftanın anlam ve önemini içeren yazılar paylaşabilir,sosyal medyadan engellilerle dayanışma amaçlı yapılan etkinliklere destek sunabiliriz.Yeterki toplum olarak ‘empati yitimi’ni yaşadığımız bu yıllarda empati kuralım.Unutmayalım toplumun önemli bir kesimini oluşturan engellileri.
Engelliler haftası vesilesiyle ülkemizde sosyal medya üzerinden engelli bireylerin eğitimlerini ilgilendiren bir çağrıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Adı’’HERKES AYNI OLSA’’olarak belirlenmiş bu kampanyanın amacı engelli bireylerinde eğitim ve topluma sağlıklı bireyler gibi katılımını sağlamak.Bu çağrıya dahi bir ses verip destekleyerek engelli bireylerin yüreklerine dokunabileceğimizi unutmayalım.Farklı olanın değerli olduğunun bilinciyle hareket edersek bu haftanın anlam ve önemine denk bir tutum içinde olabiliriz.’’Tohum nasıl ki toprağın bağrına emanet ise engellilerin de topluma emanet olduğunu.’’ unutmayalım.Engelsiz günler dileğiyle.