Yahya ÖGER

Yahya ÖGER

DEĞERLER KARMAŞASI

DEĞERLER KARMAŞASI

Gelişen teknoloji, global dünyanın minimalleşerek Küresel köylülükten de öteye pantolonun yırtık cebine kadar inmesi, beraberinde pek çok olumlulukla birlikte bir o kadar

da olumsuzluklar getirdi insanoğluna..

İnsanın, milyon yıllık ömrü olan dünyaya gelişinden bu yana kan, gözyaşı, ölüm bitmemiştir. Dünya'nın felaketi olan insanoğlu kıyametin de sebebi olacaktır.

Allah, değerli kıldığı, eşrefi mahlûkat olarak vasıflandırdığı insanoğlunu dünyanın merkezine oturtmuş Hayatın çetin imtihanı karşısında başarısız olmasını kabullenmemiş, peygamberler göndermiştir. Allah, insanı tabiri caizse gözden çıkarmamıştır. Nizamın, intizamın inşası için

Hz. Âdemle başlayan ve Hz. Muhammed (s.a.s.) ile son bulan nübüvvet ve risalet öğretilerini göndermiştir.

Peygamberler aracılığı ile göndermiş olduğu dinlerin hepsini Beş temel gayeyi (makâsıd-ı hamse) inşa ve ihya için göndermiştir.

Bu beş temel, din felsefesinin ana sütunlarını oluşturmaktadır.

Vahye dayanan, ahlâkî kurallarda bunlar üzerine bina edilmişlerdir.. Bunlar ne mi?

1–Canın Muhafazası,

2–Malın Muhafazası,

3–Dinin Muhafazası,

4–Aklın Muhafazası,

5– Neslin Muhafazası.

Seküller Dünya'da evrensel ahlaki değerler ile dinî değerin bağdaşmadığı iddia edilsede, dini değerler bu başlıklar altında Neşv ü nemâ bulmuştur. Merhamet, şefkat, cömertlik, nezaket, empati, minnettarlık, kul hakkı, adalet, saygı, dürüstlük, güvenirlik, doğruluk, sorumluluk, duyarlılık, çalışkanlık gibi

Komünist tecrübenin de çökmesinden sonra, seküler ve kapitalist yönleriyle yüzyıllar

içerisinde gelişen ve muazzam bir küresel kapasiteye ulaşan Batı modernleşmesine meydan

okuyabilecek en yüksek potansiyel İslam'da dolayısı ile Müslümanlarda bulunuyordu. Geçmişe özlem olarak "Hey gidi günler hey"desekte umudumuz yarınlar için tükenmiş değildir.

"İnsanların en iyisi, insanlara en çok yararı dokunandır"; Bugün bireylerin, liderlerin, halkların kendi içlerinde sorgulamaları gereken güçlü bir söz bu olsa gerek: Başkalarına ve kendimize ne kazandırdık? Sahi kar-zarar terazisinde hangi tarafa daha fazla ağırlık veriyoruz?

Modern Dünya'nın belki de insana kazandırmış olduğu en büyük olumsuzluklardan bir tanesi de, toplumsal fayda yerine bireysel menfaatin öncelikli tutulmasıdır. Bazen bireysel tutum, tekillikten ziyade bir grubun, cemaatin, mensubu bulunan sosyolojik bir yapının diğer grup, cemaat ve sosyal yapıdan üstün tutulması olarak ele alınmasında fayda vardır.

Bireysel kişiler, Dünya'nın dönüyor olmasının kendi ekseninde olduğu kanaatine varırlar.

Ne kadar üçkağıtçı, menfaatçi, hokkabaz, işe yaramaz varsa dini kullanmayı kendine amaç edinince beyaz zeminde siyah lekenin göze gelmesi gibi yanlışlar göze geliyor.

Dini öğretiyi bireyselliğe indirgemişlerin toplumda yaşam tarzları sırıtmaya başlıyor.

Öğretiyi kulaktan dolma, başkasından görmeyi inanç olarak kabul edenler için, geçmişine küfürlerle, dinden kopuşlar başlıyor.

Din, amaçtan araca indirgendiği zamanlarda, istismarcılar;

ahlaksızlıklarının sadece dünyada karşılığını almakla yetinmiyor. Ahiretin de kendilerinin ,müntesiplerinin hakkı olduğu iddiası ile ekran ekran dolaşmaya başlıyorlar. Cennet, babalarının tapulu malıymış gibi pervasızca tasarufta bulunuyorlar. Muhaliflerini cehennem çöplüğüne göndermektende geri durmuyolar. Oysa bilmiyorlar ki Cehennem Martin Luther tarafından satın alınmıştı.

Ezcümle; Dinin evrensel mesajının anlaşabilmesi için, dini, din kisvesi altında toplumu sömüren, ahlaksızlığını dinmiş gibi pazarlayan, yoz kafalı,dar düşünceli insanların tekilinden kurtarmak lazımdır.

Bu bezirganlar, modern dünyada önümüze takkeli, Cübbelli kişiler olarak çıktığı gibi kravatlı, papyonlu, siyasi ve akademik kadroları işgal etmiş naylon kahramanlar olarak "çek" diye karşımıza çıkabiliyorlar. Ayının dayılaştığı bir yol çakışmasında, cilalanıp parlatılan, toplumsal fayda noktasında elini hiçbir taşın altına koymayan bu tür muhteremler(!) varya, işte bu zatı muhteremler başkasının başarısını, emeğini, alın terini basamak olarak kullanırlar. Her ne hikmetse yeni oluşumlarda da yer edinirler. Sömürgeci tavırlarını kamufle ederek sahnede boy göstermekten geri durmazlar. Altları ıslak olduğu için yapıştığı koltuklardan inmek onlar için bitiş olduğunu bilirler

Güç tapıcı bu zevatlar yüzünden "Siyasal İslam, Şeriat, Tevhit, Ümmet" kelimeleri bile toplumda alerjiye sebebiyet vermektedir.

Ahlâkî kuralların çiğnenmesi, din kisvesi altında olunca toplumda büyük bir infal uyandırıyor. Nesilden nesile yanlış bir aktarımla dinin çözümleyici değil, afyon olarak algılanmasına sebebiyet veriyor.

Sözün özü: Evrensel ahlâkî kurallara bağlı olduğunu iddia eden gençlerin, dinini öğrenirken, kişilerden ziyade vahyin kaynağına bakmaları tavsiyemiz olacaktır.

Din, evrensel değerlerle asla ve asla ters düşmez. Evrensel değerler deyince de lütfen yozlaşmış, sömürgeci batının küreselleşmiş yoz kültürü akla gelmesin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yahya ÖGER Arşivi
SON YAZILAR