DEDAŞ’ta neler oluyor?
Sadece Diyarbakır’da değil, bölgenin tamamında, yani dağıtım yapılan illerin tamamında DEDAŞ tartışması var. Ayrıca uzun zamandır da devam ediyor. Kayıp kaçaktan, ödenmeyen faturaya, yüksek miktarda faturaya, oradan da topyekûn kesintilere kadar uzanan, bununla da sınırlı kalmayıp, içeride personel memnuniyetsizliğine hitap eden bir durumun muhatabı konumunda DEDAŞ…
Aydınlatan, aydınlatması gereken bir kurum ve hepimizin muhatabı olan bu kurum, neden karanlık, itici, asık suratlı bir profille karşımızda duruyor?
Soru ciddi, ancak cevabı konusunda kim ne söyler bilemiyorum.
Muhataplar kendi açısından haklılık gerekçesi sunuyor.
Kurum kendi açısından haksızlık yaptığını hiç düşünmüyor, ayrıca da kabul etmiyor.
Ticari manada, kurum-müşteri ilişkisinde anlaşmazlık söz konusu olabilir. Artan fiyatlar karşısında vatandaş elbette şikâyetçi olacak. Kurum, tahsil edemediği faturalar konusunda, kaçak konusunda tedbirler geliştirebilir, önlem alabilir. Ancak, kendi personeli ile sürekli sıkıntı yaşaması, şikâyetlere konu olmasını şahsi olarak normal karşılamıyorum.
Çalışma koşulları, ücret politikası konusunda en başından beri gelen ve devam eden şikâyetlerin tanıklarıyız. Sadece bir, iki, üç kentten olsa, çok kişiseldir’ diyebilirdik. Aksine genel manada şikâyetlerin odağı durumundaki DEDAŞ’ın son birkaç gündür üst düzeyde içeriden kendi personeli tarafından protestoya maruz kalması çok ciddi bir durum.
DEDAŞ, bu konuda da hiç uzlaşmacı değil.
Sert ve kararlı bir tutum takınıyor.
‘Taviz tavizi getirir’ anlayışı ile hareket ediyor. Önceden ya da protesto eylemleri sırasında tespit ettiği personelin iş akitlerini feshediyor. Böyle olunca da karşılıklı restleşme yaşanıyor.
Şu anda taraflar işin içinden çıkamaz bir durumda. Az buz bir rakam değil, 8-10 bin gibi bir personelin huzursuzluğu söz konusu. Hatta bunlardan büyük bir bölümünün işten çıkarılmayla karşı karşıya olduğunu da söyleyebiliriz.
Özetle; durum vahim.
O zaman kentin bileşenleri, sendika temsilcileri, valilik, DTSO, BARO gibi kurumlar bir araya gelmeli, DEDAŞ ile personeli arasındaki gerginliğe bir çözüm arayışına girmelidir.
Mevcut duruma kimse sessiz kalamaz, kalmamalı da.
Sonuçta DEDAŞ’ta bizim, işçi de bizim.
İkisinden de vazgeçemeyeceğimize göre, aralarındaki sorunu sulh etmek gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.