Selim Kaplan

Selim Kaplan

Beş milyon lira teşvikle çocuk yapmak

Beş milyon lira teşvikle çocuk yapmak

Üremek her canlının içgüdüsel davranışı iken, insan olarak bu güdümüzü neden kaybettik ki nüfusumuzun azalma sürecine girdiğini görüyor ve buna çözüm arama telaşına giriyoruz?

Nüfus artış hızımız 2002 yılında binde 12.1 iken, yirmi yıl sonraki 2023 yılında neden binde 1.1’e gerilemiştir?

Son yirmi yıldır azalma sürecine giren nüfusun gidişatındaki büyük sorunu ancak fark eden(!) Devlet Yönetimi, Aile ve sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde, Nüfus Politikaları Kurulu ile Aile Enstitüsünün kurulmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesini 26 Aralık’ta Resmi gazetede yayınlattılar.

Kurulacak kurul ve enstitünün görevleri özetle, nüfusun demografik yapısında meydana gelen değişiklikler ile doğurganlık oranının azalmasına neden olan faktörleri ve bunların ortaya çıkardığı sonuçları incelemek ve bunlarla ilgili tedbirlerin alınmasını sağlamak olacaktır.

Nüfus politikaları kurulu; Cumhurbaşkanı yardımcısı başkanlığında, sekiz bakanlık temsilcileri, Diyanet İşleri Başkanı, İletişim Başkanı, Strateji ve Bütçe Başkanı ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanından oluşacak.

Kurul çalışmalarında, gerekli görülmesi halinde, toplantılara başka bakanlıklar, özel sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, sendikalar ve üniversite temsilcilerini de davet edilebilecek!

Sorunun büyüklüğü ve çözüm tarzını görünce, bir Nasreddin Hoca fıkrasını paylaşmadan geçmek haksızlık olacaktır.

Nasreddin Hoca’nın hanımı ölür ve öğle namazından sonra defnedilecektir.

Namazdan sonra cami hocası yüksek sesle cemaate sorar: “Merhumeyi nasıl bilirdiniz?” Cemaat de hep bir ağızdan; “Allah rahmet eylesin, iyi biliriz.” der.

Ardından da cenaze omuzlara alınıp giderken, Nasreddin Hoca bir cemaate, bir de tabutun içindeki cenazeye baktıktan sonra derin bir ah çeker ve kendi kendine; “Yahu siz, kimi kimden soruyorsunuz, siz onu bir de bana sorun” der.

Politikaları ile nüfusun azalmasına sebep olan devlet yönetimi, kendilerinin kurduğu kurul ile sorunun kaynağını bulacak ve Cumhurbaşkanlığına çözüm yolları önerecek!

Nasreddin Hoca misali, bu sorunun olumsuzluklarını daha çok yaşayan sivil kurumlar, ihtiyaç duyulursa kurula davet edilecek!

Resmi daha iyi görmek için, sorunun ana sebeplerini görünür kılmak uygun olacaktır.

Son yirmi dört yılda, ortalama evlenme yaşları kadınlarda 23, erkeklerde 26 iken, kadınlarda 26’a, erkeklerde 29’a çıkmış.

İnsanlar evlenmekte acele etmiyor ve hatta kırklı yaşlara gelmesine rağmen evlenmemiş insanlarımızın sayısı azımsanmayacak kadar çok iken, evliliklerin de % 30’dan fazlası ilk beş yılda boşanma ile sonuçlanıyor.

Evli kalan kişilerde de toplam doğurganlık hızı 2001 yılında binde 2,3 iken, 2023 yılında binde 1,51’e inmiştir. Bu oran, nüfusu korumak için gerekli olan 2.1’in altında kaldığı için, nüfusun azalma sürecine girdiğinin göstergesidir.

Ayrıca iki binli yılların başında şehirde oturanların oranı nüfusun % 60’ı civarında iken, 2023 yılında bu oran % 93’e çıkmıştır. Şehirleşmenin de evlenme ve çocuk sahibi olmada olumsuz etkisinin olduğu bilimsel bir gerçektir.

Nüfusun azalma sürecine girdiği ve sebepleri de Şehirleşmenin, pahalılığın, geçinememenin, evlenmiyor olmanın, boşanmaların, çocuk sahibi olmuyor olmanın, çocuk ölümlerinin artıyor olması vb iken, bunların nedenlerinden devlet yönetiminin uygulamalarını azade görüp, sorununun çözümünü bürokratlara bırakmanın, ipe un sermek ve dostlar alışverişte görsün demekten öteye geçmeyeceği değerlendirilmektedir.

Oysa sorunun çözümü için, Kurul, yine Cumhurbaşkanı yardımcısı başkanlığında, özel sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, sendikalar ve üniversite temsilcilerinden oluşsa ve gerektiğinde ilgili bakanlık ve bürokratlardan lazım olan kişiler çağrılıp bilgiler alınıyor olsaydı, daha çözüm odaklı bir yaklaşım olmaz mıydı?

Ülkemizde nüfusun artma sürecinde olduğu, mutsuz ve umutsuz AVM toplumu olmadığımız, iki binli yıllar öncesine imrenmemek elde değil.

Nüfusun demografik yapısındaki değişiklikler, bunların sebepleri ve çözüm yollarının, yeniden oluşturulan kurul ve enstitü tarafından isabetle tespit edilmesi gönülden dileğimizdir.

Umarız, yakın gelecekte, evlenmeyen veya evlenip te çocuk sahibi olmayanları, ülkenin bekasına zarar veriyor deyip suçlama ve hatta bunlara ilave vergi getirilebilme esprisi yerine(!), evlenme ve çocuk yapmayı teşvik eden ülkelerin, bireyler lehine getirdiği uygulamalarla insanlarımızı mutlu eder, çağın sıkıntısı ve ülkeler için beka meselesi haline gelen, nüfus azalması sorunu ile başa çıkabiliriz.

Bir milyar dört yüz milyon nüfusa sahip ve nüfusu azalma sürecine giren Çin’in, son yıllarda tek çocuk yasağını kaldırıp, üç çocuğa kadar izin vermekle kalmayıp, doğumları teşvik için, ailelere çocuk başına, 156 bin dolar (5 milyon 460 bin TL) yardım vermeyi teklif ettiği, dünya basınında yer almıştır.

İnanıyorum ki bundan daha az teşvikle, Ülkemiz insanı evlenmekten ve üçten fazla çocuk sahibi olmaktan asla çekinmeyeceklerdir.

Not: Nüfus bilgilerine ait paylaşılan veriler TÜİK kaynaklıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selim Kaplan Arşivi
SON YAZILAR