Av. Metin Kılavuz

Av. Metin Kılavuz

VİCDAN YAŞAMIN TERAZİSİDİR

VİCDAN YAŞAMIN TERAZİSİDİR

Uzun bir aradan sonra Xale Bişar ile telefonda randevulaşmak için görüşme yaptım. Sur sıcak olur dışarıda görüşelim, 75 civarında güzel mekânlar var dedim. Asla olmaz, ben 75-50 metrelik yol bilmem. Ben Sur küçelerine alışkınım ayrıca yerim belli orada görüşürüz dedi.

Aslında benim de tercihim sur olmasına rağmen taktiksel amaçlı yaptığım girişim, Xale Bişar’ın sert ve nüktedan ses tonu ile reddedilmiş oldu. Her konuda olduğu gibi bu konudaki tavrı da netti.

Belirtilen saate 5 dakika kala randevuya gittim. O yine benden önce kendi köşesinde, kendi kürsüsünde bekliyordu. Benim oturacağım kürsüyü bile hazırlamıştı. Köz ateşte demli iki çay ve iki soğuk su ile sohbete başladık. Sohbet ederken bir ara kıyafetindeki değişiklikleri sordum, yelek ve sekiz köşe şapkası yoktu. Ham keten alt-üst ve ince kumaştan spor şapka ile spor ayakkabı giymişti.

-‘Hayırdır Xale Bişar? Çok modernist bir görüntün var’ dedim.

-Eee yeğen biz de bazı şeylerde inat etmişiz. Ham keten Amed sıcağına çok iyi geliyor, modernistlik değil ihtiyaç temelli bir yaklaşım. Dedi.

Sohbete kaldığımız yerden devam ettik. O konuştu ben dinledim.

-Yeğen dünya hızla değişiyor. Çok ciddi bir kriz hali var. Her devlet, her millet kendi derdine düşmüş. Toplum ve topluluklar bencilleşmiş. Eskiden dünyada bir sorun veya haksızlık olsaydı karşı çıkılırdı. Şimdi çıkarı varsa ses var yoksa ölüm sessizliği. En temel sorunlardan biri göç sorunu. Şu an 120 milyondan fazla insan göç yolunda. Ege ve Akdeniz ölüm denizi olmuş. Bu aslında bir sonuç. Nedenlerine girersen en az bir gün alır. En çok bizim buralardan göç edenler zoruma gidiyor. Toprağımız insansızlaşıyor. Hani bir ara ‘’Amerikan Rüyası’’ vardı ya aynı onun gibi olmuş. Aslında bunun rüya değil kâbus olduğunu bilmek lazım. Umuda yolculuğun sonunun, umutsuzluk ve mutsuzluk olduğunu görmek gerek. Ayrıca buradan gidip zor koşullarda yaşayarak tatildeymiş gibi fotoğraf paylaşanlara kızıyorum. Burada fotoğraflara bakarak ne güzel hayat deyip etkilenenler oluyor. Allah aşkına, kilise önü, müze önü, heykel önü, dağ bayır önü, adını vermek istemediğim marka mont ve giysilerle fotoğraf paylaşmayın.

Kızgınım yeğen. Kürtçe yaya geçişi yasak. Halay yasak. Gerçekten anlayamıyorum. Yasaklara karşı bağışıklık sistemimizin ne kadar güçlü olduğunu unutmuşlar sanırım.

Diğer bir konu, toplumda virüs gibi yayılan ahbap-çavuş, kafa-kol anlayışı.

Bu anlayış bizi bitirecek.

Herkes ‘’ben’’ diyor.

Ben büyürse ‘’BİZ’’ küçülür.

Ayrıca kurban olayım bilgiye dayalı olmayan fikir sahibi olmayın. Herkes buna dikkat etmeli. Memleket şikâyet kutusuna dönüşmüş. Çoğunluğa şikâyet dili hâkim olmuş. Bunun yerine herkes gücü oranında sorunların ucundan tutarak çözüm gücü olabilmeli.

Başka bir Amed yok, bu konuda herkesten duyarlılık bekliyorum.

Ne diyeyim yeğen? Yine sıkıntıdan bak davul gibi şişmişim. Bir gün patlayacağım diye korkuyorum. Tansiyon aletim ve haplarım çantamda. Hele dur bir tansiyonumu ölçelim. Düşmüşse tuzlu ayran, yükselmişse limonata.

Sohbetimize limonata ile devam ettik yine her zamanki gibi son sözünü etmeden edemedi.

‘’Vicdan yaşamın terazisidir.’’

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Av. Metin Kılavuz Arşivi
SON YAZILAR