Zülküf Kışanak

Zülküf Kışanak

Ankara’da Kürt Ezidi kız çocuğunu satmanın anlamı…

Ankara’da Kürt Ezidi kız çocuğunu satmanın anlamı…

İŞİD, Şengal’de gerçekleştirdiği toplu katliamla birlikte binlerce Ezidi Kürt kadınını ve kız çocuğunu kaçırdı, yıllarca cariye olarak kullandı, köle pazarlarında birbirine sattı. Öyle ki aynı kadını ve kız çocuğunu sapıklıkta sınır tanımayan İŞİD’li baba oğula, kardeş kardeşe sattı. Hayali, inancı, aklı, yüreği, vicdanı, onuru olan her Kürt bu lanete, bu aşağılıkça muameleye tepkisini koydu, yeryüzünün her yerinde öfkesini haykırdı, hatta en gözü pek, en has Kürtler bu ahlaksızlığa son verebilmek için bir adım geri durmadı, canı pahasına İŞİD’i ait olduğu cehenneme yolladı. Esaret süresince her türlü gayri insani muamele gören Ezidi Kürt kadınların ve kız çocukların önemli bir kısmı İŞİD’in yenilgisiyle, daha doğrusu ilan ettikleri hilafetin Kürtler tarafından dağıtılmasıyla sonuçlanan savaş sırasında kurtarıldı, katliamdan sağ kurtarılanlar yakınlarına kavuşturuldu. Dünyanın gözü önünde gerçekleşen eşi benzeri görülmemiş bu katliam, yüzyılın soykırımı olarak tarihe geçti. Çağımızın en barbar örgütü İŞİD’in büyük yenilgisinin üzerinden geçen bunca zamana rağmen binlerce Kürt Ezidi kadınına ve kız çocuğunun izine halen ulaşılamıyor, dünyanın birçok ülkesindeki esaretleri bir şekilde sürüyor. Büyük yenilgiden sonra gizlice kaçtıkları Serê Kaniyê, Tell Abyad, Cerablus, Afrin, İdlib üzerinden Türkiye gibi kimi bölge ülkelerine geçen İŞİD, Kürt Ezidi kadınlarını ve kız çocuklarını derin internet sitesi olarak bilinen dark web'de satmaya devam ediyor. Şengal’den kaçırdığı ve A. S. O. adını verdikleri Ezidi Kürt bir kız çocuğunu derin internet sitesi dark web’de satmaya çalışırken “insan ticareti” kapsamında yakalanan İŞİD yöneticisi S. A. O’nun Ankara’daki faaliyetleri buna örnektir. Kamuoyuna yansımamış benzeri başka da örneklerin olup olmadığı bilinmiyor…

*

Milyonlarca Sünni, Alevi, Ezidi Kürdün yaşadığı ülkenin başkenti Ankara’da Şengallı Kürt Ezidi kız çocuğunu satmanın anlamı, en az satışın yapıldığı derin internet sitesi dark web kadar derindir, sarsıcıdır, utanç vericidir. İnsanlığın yüz karası İŞİD Hilafeti’nin amansız Kürt direnişi karşısında kaybettiği savaşın devamı niteliğindedir. Kürtlerin bunu böyle bilmesi gerekiyor. Verilmek istenen mesaj onur kırıcıdır, haysiyet cellatlığıdır, Kürt varlığına yöneltilmiş alçakça bir girişimdir. Bunun başka da hiçbir anlamı, izahı, ifadesi söz konusu bile olamaz. Anakara’nın göbeğinde gerçekleşen bu satma girişimi, Sünnilikten, Alevilikten, Ezidilikten öte, boyun eğdirilemeyen Kürt kadınına, daha doğrusu direnen Kürtlüğe yapılan iğrenç bir saldırıdır, bir hakarettir. Kürtler bunu böyle anlamalı, böyle bilmelidir. Uluslararası sözleşmelere, Anayasaya, yasalara aykırı fiili, dahası bir insanlık suçu olarak kabul edilen insan ticareti yaptığının anlaşılmasına rağmen adı geçen kişinin, kişilerin serbest kalması, olayı daha da vahim bir hale getirmektedir. Birleşmiş Milletler tarafından teyit edilen Ezidi Kürtlere yönelik soykırıma varan toplu katliamın dünya çapında bilinmesine rağmen ilgili devlet kurumları tarafından bu hassas konuyla ilgili gerekli önlemlerin alınmamış olması, olaya ciddiyetle yaklaşılmamış olması, cılız da olsa oluşan kamuoyu baskısına rağmen Ezidi Kürt kurumların muhatap görülmemiş olması, Ezidi Kürt kız çocuğun vatandaşı olduğu Irak devletine, Bölgesel Kürt Yönetimi’ne, Şengal kaymakamlığına veya Laleş’teki Ezidi Mirliği’ne teslim edilmemiş olması Kürtler açısından geleceğe dair ürkütücü bir durumdur…

*

Anakara Valiliğinin ciddiyetten uzak rutin bir açıklamayla olayı geçiştirme çabası, kamuoyunu eksik bilgilendirmesi kabul edilemez, edilmemelidir. Bünyesindeki Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından aile fertlerinin tümünü İŞİD’e kurban veren Ezidi Kürt kız çocuğunun kendisini kaçıran, yıllarca esaret altında tutan İŞİD örgütü elemanlarına, üstelik resmi tutanakla insan ticaretinden yargılanan kişilere teslim edilmesinden bihabermiş gibi yaptığı, “Ezidi bir kız çocuğun satılığa çıkarıldığına dair sosyal medyada yer alan bilgiler üzerine İl Emniyet Müdürlüğümüzce yapılan çalışma sonucunda, Irak uyruklu S. O., beraberindeki Ezidi çocuk A. S. O. ile birlikte ele geçirilmiş olup; S. O. adlı mercilerce tutuklanmış ve Ezidi çocuk A. S. O, Valiliğimizce devlet koruması altına alınmıştır. Kamuoyunun bilgisine sunulur” açıklaması, baştan savma resmi bir açıklamanın ötesine geçilmemiştir. İnsanın tüylerini diken diken eden olayın resmi ağızlar tarafından geçiştirilmesi inanılır gibi değildir. Üstelik, Valiliğin yaptığı açıklamanın aksine İŞİD yöneticisi S. O’nun tutuklanmadığının ortaya çıkması olayın vehametini daha da artırmıştır…

*

Benzeri bir açıklamanın Aile Bakanlığı tarafından da yapılmış olması durumu daha da kaygı verici bir hale sokmuştur, akıl karışıklığına neden olmuştur, olayın doğru anlaşılmasının önüne geçilmiştir. Ezidi Kürt çocuğunun daha fazla örselenmemesi iddiasıyla yaptığı şaka gibi gelen açıklamada, “Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada yer alan yabancı uyruklu S. O. iddialar üzerine kendi ikametgahından İl Emniyet Müdürlüğümüzce gözaltına alınmıştır. Yabancı uyruklu çocuk A. S. O. ise annesi S. A. M. ile birlikte yaşadığı kendi ikametinden çocuğun üstün yararı düşünülerek örselenmemesi adına tedbir amaçlı olarak Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüz tarafından devlet korumasına alınmıştır” demesi kabul edilir gibi değildir. Açıklamanın kabul edilebilirliği bir yana, kafa karışıklığına neden olmuştur. Anılan açıklamada, S. A. M. adlı İŞİD’li kadın, tüm aile fertlerini Şengal saldırısında kaybeden, bu nedenle de kimliği tespit edilemeyen A. S. O’nun annesi olabilmiştir. Aile Bakanlığı böylesi vahim bir açıklamayı nasıl yapabildi, kamuoyunu neden yanlış bilgilendirdiği araştırılmaya muhtaç bir durumdur. Böylesine baştan savma bir açıklamanın yapılması için kız çocuğun Ezidi olması, Kürt olması yeterli bir sebep midir acaba. Aile Bakanlığı’ndan daha anlaşılır, daha açık bir açıklama beklemek, ondan medet ummak bir yana, Kürt siyasi hareketinin de yeterince olaya sahip çıkmaması, kamuoyuna daha doyurucu bir bilgilendirmede bulunmaması, ihtiyaç duyulan kuvvette hassasiyet göstermemesi başka bir sorundur. Bu durum daha da ürkütücü olmalı…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zülküf Kışanak Arşivi
SON YAZILAR