Yeni süreçte CHP ve iktidarın rolü
Yeni bir çözüm süreci mi, yumuşama mı?
Yeni bir tartışmanın içindeyiz.
Nereye doğru evirilir, çok emin değiliz.
Ancak, farklı bir durum var, hem iktidar hem de ana muhalefet konuyu çalışıyor.
Son nokta, meselenin çözüme kavuşmuş olması.
Yani odak noktası aynı, ancak iktidarın da ana muhalefetin de yol yürüme stratejisi farklı.
İktidar, İmralı üzerinden bir yol haritasını devreye sokma stratejisi uyguluyor, ya da uygulamaya çalışıyor.
Sonuç, nereye varır bilemiyoruz.
1.çözüm süreci denemesinin başarısız sonuçlanmasının ardından aynı yöntem denenir mi diye doğal bir soru gündeme geliyor. İktidar, bir yandan yok öyle bir şey derken, diğer yandan başka ağızlardan olabilirliği konuşuluyor. Şimdilik durum bu, ancak, bu şekildeki bir çözüm girişimi, birinci başarısız deneyimden dolayı Kürt seçmen yâda nüfusta kabul görmüyor.
Cumhuriyet Halk Partisinin atağı daha görünür, net ve kabul görür bir yerde duruyor. Birinci çözüm sürecinde de adresin sivil siyaset ve TBMM olduğuna işaret edilmişti. Şimdi de şeffaf, bilinir, görünür olması ve toplumsal karşılık bulabilmesi için adresin TBMM olduğu ısrarını sürdürüyor CHP.
Birinci adres doğru, ikinci adres ise gerçekçi, sürdürülebilir, olması gereken bir adres.
Edirne cezaevinde Selahattin Demirtaş ile yapılacak görüşmenin toplumsal karşılığının olduğu, CHP Genel Başkanının yaptığı açıklama ile çok daha net görünür oldu. Sivil, demokratik siyaset yönteminin seçilmiş olduğunun açıkça deklere edilmesi, gidilmesi gereken yolun sivil siyaset, adresin de TBMM olduğu konusunda mutabakata varılmış olması, çok ciddi bir atak olarak değerlendirilmeli ve görülmelidir.
Bu görüşmenin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Kürt illerine yapacağı geziye işaret etmesi, hemen ardından, Demirtaş’ın önemine yaptığı vurgu, aynı zamanda Demirtaş’ın bundan sonra yapacağı konuşmaları dikkatle dinlenmesi gerektiğinin altını çizmesi son derece önemli tespitler olarak karşımızda duruyor.
Evet, CHP iktidara ciddi hazırlık yapıyor. Genel Başkanın Edirne cezaevine bölgenin önemli iki ismi Veli Ağbaba ve Sezgin Tanrıkulu ile ziyaret gerçekleştirmesi, Kürt kamuoyu nezdinde önemli bir ayrıntı olarak kaydedilmelidir. İktidar olmak için ciddi hazırlık yapan ana muhalefet partisinin, Türkiye’nin en yakıcı sorunlarından biri olan Kürt meselesinin demokratik siyaset yoluyla çözüme kavuşturulması adımı, iktidarı giderek yakınlaştıracaktır diye düşünüyorum.
Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında CHP’nin bu atağına verdiği cevap ilginç olsa da, ne kadar gerçekçi bilemiyoruz. Öcalan’a yaptığı ‘Örgütü tasfiye et, gel mecliste açıkla, eve çık’ çağrısı gündeme ‘bomba’ gibi düştü.
Planlı yapılan bir çağrı mı, değil mi?
Devletin çağrısı mı, Devlet Bahçeli’nin çağrısı mı?
Sonuçlarını bekleyip, göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.