YENİ BİR KİTAP FUARI BAŞLARKEN AKLIMDA BAZI SORULAR!
Bilinen binlerce yıllık insanlık tarihinde Diyarbakır tarihsel doku içerisinde sosyal ve kültürel anlamda daima kendine önemli bir yer edinmiştir. Kültürel yaklaşımının ve insanı önceleyen bir sosyo-politik duruşunun etkisiyle birçok medeniyetin izlerini bu güne kadar onurla taşımıştır. Her ne kadar Suriçi büyük yıkıma uğramış ve yapısal değişime uğramışsa da Diyarbakır kentini Amed veya Diyarbekir gerçeğinden ve köklü varlığından koparamamıştır.
Politik arenada Diyarbakır ne bahsedildiği gibi karpuzlarıyla ne de tarihsel gerçeklik içerisinde sahabeleriyle ünlüdür. Bu kent, tarihsel akış içerisinde yazarları, şairleri, araştırmacıları ile tanınmıştır. Bu durum günümüzde de bu gerçeklikten bağımsız değildir. Her zaman bilincini kültürüne katan, kültürünü bilinciyle yoğuran bilge insanları yetiştirmeyi başarmış bir kenttir Diyarbakır. Üstelik bunu iddia ederken çevre illerde yaşayan çok değerli yazar ve şairleri de bu halenin içine alıyorum.
Bu bağlamda TÜYAP tarafından organize edilen kitap fuarına başka bir açıdan yaklaşmak istiyorum. Birkaç yıl zarar ediyor gerekçesiyle TÜYAP tarafından Diyarbakır’da kitap fuarı düzenlenmedi. Belki bu olayın politik boyutları da vardı, bilemem. Fakat bildiğim şey, öncesinde düzenlenen kitap fuarlarında birçok tanınan isim etkinlik ve imza günleri düzenlerken son iki yılda organize edilen kitap fuarında bir kısırlığın göze battığıdır. TÜYAP’ın kitap fuarını askıya aldığı dönemlerde yerel kuruluşlar ve belediyelerin öncülüğünde kitap fuarı ve etkinlikler düzenlenmişti. Ama bu kez de bazı büyük yayınevleri politik kaygılarla katılmaktan imtina etmişlerdi. Hatta davet edilen bazı şöhret yazarların bu kaygılarını açıkça ifade ettikleri de sır değil. Diyarbakır ve çevre illerde TÜYAP’a anlam ve değer katacak çok değerli kalemlerin olduğunu biliyorum.
Sanırım bu süreçte bir kendine kapanma durumu gelişti ve Diyarbakır’da bu durum kitap fuarının karakteri oldu. Geçen yıl henüz kitap fuarı biterken birçok yazarın seneye fuara kitap yetiştirmeliyim kaygısına veya çabasına kapıldığını biliyorum. Etkinlik listesine bakıldığında bir bölge kitap fuarı olması gereken TÜYAP’ın sanki kadrolu yazarları varmış izlenimine kapıldığımı ifade etmeliyim. Kitap yazmak, kültürel ve sosyal üretimde bulunmak elbette önemli ve değerlidir, elbette takdir edilmelidir. Ama maalesef yeni kitap yayımlamış olmak, yazara o değeri katmıyor. Soruyorum, geçen yıl ki fuardan aklınızda kalan, sizi etkileyen bir dize, bir cümle, bir eylem var mı? Listede kadrolu yazarların, şairlerin çokluğu, sırtını çeşitli yazar derneklerine ve kafa kol ilişkilerine dayamış olanların yoğun olması dikkatinizi çekmiyor mu? Ne yazık ki bu durum çok değerli bir etkinlik olan TÜYAP’ın sadece buluşma vesilesi ve sınavlara hazırlık kitaplarının ucuza satıldığı bir mecraya dönüşmesine neden olmaktadır.
Diğer yandan yerel medyanın, gazetelerin de TÜYAP konusunda çok ciddi eleştirilmesi gerektiği kanaatindeyim. İnsanlarımız, gençlerimiz bazı yerel günlük gazetelerimizin adını bile bilmemektedir. Gazetenin köşe yazarları birbirini hiç tanımamakta, sadece sanaldan yazılarıyla gazeteyle ve okurlarıyla diyalog kurabilmektedir. Kitap fuarları hem yerel medyanın tanınırlığı hem de köşe yazarlarının okuruyla buluşması açısından büyük bir olanak sunmaktadır. Kiralanacak bir stand sayesinde her gazete kendi köşe yazarlarını okurlarıyla buluşturabilir ve okur kitlesini arttırarak etki gücünü geliştirebilir.
Umarım en azından bu yıl ki kitap fuarında kuru kalabalık yerine anlamlı ve coşkulu etkinlikler olur ve edebi, politik, Kürtçe kitap yayımlayan yayınevleri mutlu ayrılırlar. Fuarı ziyaret eden kitapseverler de sevdiği yazar ve şairlerle buluşur, yeni yüzler, yeni dünyalar tanırlar. Ne diyelim, hayırlı olsun…