Selim Kaplan

Selim Kaplan

Devletin hesabı kitabı dağılmış

Devletin hesabı kitabı dağılmış

“Türkiye'nin birinci sorunudur enflasyon. Hakikaten bugün, enflasyon dediğinizi halk günlük yaşar, halkın birinci sorunu geçim sıkıntısıdır. Sabahleyin kahvaltı yapacak, öğleyin yemek yiyecek, akşam yemek yiyecektir. Eğer sofrasından bir şeylerin eksildiğini, cebindeki paranın eksildiğini her gün görürse ve netice itibari ile dayanılmaz hale gelen bir duruma düşerse, gayet tabii ki, halkın feryat etmesi tabiidir. Türkiye’de halk nasıl feryat etmesin ki? Esasen enflasyon devletleri yıkan bir olaydır. Milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece bir pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödeyemez, alacağı olan alacağını alamaz. Hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumun içini bozan bir olaydır. Onun içindir ki batılılar, enflasyona bir numaralı halk düşmanı derler ve tek kollu canavar derler. Neden İngiltere’de, neden Fransa’da % 3’ler, 5’ler civarında enflasyon oluyor da, bizim ülkemizde % 70’ler, 80’ler, 90’lar civarında enflasyon oluyor. Çünkü biz devletin hesabını kitabını dağıttık. Bir güven ortamı ister enflasyon, enflasyonu önlemediğin sürece de halkın şikâyetleri devam eder. Halk yerden göğe kadar haklıdır ve bu enflasyonu durdurun diye cevap beklemektedir.”

Bu ifadeler; Türkiye’nin çok partili sisteme geçtiği 1946’dan sonraki dönemde, kurduğu yedi hükümetle, en çok hükümet kuran siyasetçi ve Türkiye’nin sekizinci Cumhurbaşkanı olması dolayısıyla, 1960’lardan 2000’li yıllara kadar, yaklaşık kırk yıllık süre ile Türkiye siyasetine damgasını vuran Merhum Süleyman Demirel’in 1991 yılında, bir televizyon oturumunda kullandığı ifadelerdir.

Ülkemiz insanı, son elli yıldır, fiili olarak % 50 ila % 125 oranları arasındaki enflasyonla yaşamak zorunda bırakılmıştır.

Aynı dönemde, Avrupa ülkelerinde enflasyon oranı, ortalama% 5’in altındadır.

Sayın Demirel’in enflasyon hakkındaki yorumu ile Ülkemiz ve Avrupa Ülkelerinin son elli yılındaki enflasyon verilerinin birlikte değerlendirilmesi, bize, başka bir siyaset ustasının da söylemlerini hatırlatıyor.

Renkli kişiliği ile Türkiye siyaset sahnesinde kırk yıl hizmet veren Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın, ülkelerin parçalanması için dile getirdiği emperyalist Haim Nahum Doktrini’ni!

Bu doktrine göre, bir ülkenin yok edilmesi için, halkını; “aç bırakacaksın, işsiz bırakacaksın, borca esir edeceksin, inancından uzaklaştıracaksın, böleceksin, böldüklerini birbiri ile çarpıştıracaksın, yumuşak lokma haline getirip yutacaksın”.

Son otuz yılda, Erbakan Hocamızı haklı çıkaracak şekilde, komşularımız Irak ve Suriye’nin bu şekilde çökertilip, emperyalist ülkeler ve İsrail karşısında aciz duruma düşürüldüğüne hep birlikte tanıklık etmedik mi?

Şimdi de kendimize bakalım!

En düşük emekli aylığının on dört bin, en düşük asgari ücretin yirmi iki bin olduğu ve 16 milyon emekli, 7 milyon asgari ücretli ve yaklaşık üç milyon işsizin, yüksek enflasyon ile yaşamak zorunda kaldığı ülkemizde, çalışan ve çalışmayanları aileleri ile birlikte değerlendirdiğimizde, nüfusumuzun yarısından fazlasının, açlık sınırının altında bir yaşama mecbur olduğu değerlendirilmektedir.

Ayrıca ilgili kurumların verilerine göre, nüfusumuzun yarısına yakınının, bankalara borçlu olduğunu söylemek te mümkündür.

İnancımıza ilişkin değerlendirmeye gelince; 2023 yılı “Sayılarla Türkiye’de İnanç ve Dindarlık” raporuna göre, Ülkemizde halkın; %62’si kendisini dindar, %24’ü ne dindarım ne değilim, % 14’ü ise dindar değilim değerlendirmesi yapmış olup, bu da önceki yıllara göre inancımızdan gittikçe uzaklaştığımızın göstergesidir.

Bu veriler ve değerlendirmeler gösteriyor ki; Açız, işsiziz, borçluyuz, inancımızdan gittikçe uzaklaşıyor ve devletin hesabı, kitabı dağıtıldığı için, yıllardır yüksek enflasyon ile yaşıyoruz.

İktidarları ve menfaatleri uğruna, kulların adaletsizliği meşrulaştırdığı çağımızda, komşularımızın iflasına sebep, bizim için de tehdit ve yok olmanın son aşamaları olan” böleceksin, böldüklerini birbiri ile çarpıştıracaksın, yumuşak lokma haline getirip yutacaksın” sefahatlerini de yaşamamak ve istikbalimizin devamı için, umudumuz sadece Allah’a kalmış görünüyor.

Halimize ilişkin, siyasetin ustaları Sayın Süleyman Demirel ve Sayın Necmettin Erbakan’ın, geçmişte yaptıkları değerlendirmeler üzerine, başka da söze gerek var mıdır?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selim Kaplan Arşivi
SON YAZILAR