Toplumla, toplumsal meselelerle ilgilenenler yaşam biçimine, ilişkilerine, yol yürüyüşüne dikkat etmek zorundadır. Belediye Başkanları, Belediye yönetimleri, STK’ları, özetle kent yönetimine etkisi olanların, öncesini ve sonrasını düşünerek, toplum menfaatini koruyarak görev yapması gerektiği konusunda sanırım hemfikiriz.

Hani bir söz vardır ya; ‘Yarına kalır yanına kalmaz’ diye…

Kalmıyor işte…

Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu var

Diyarbakır’ın hem büyük şehir hem de ilçe kayyımları ile ilgili yazıp-çizdiğimizde kızgınlık gösterdiler. Etraflarında bulunanlar kızgınlık gösterdiler, bana/bize kızdılar, hatta gönül koyanlar oldu.

Olsun, kendim için değil, toplumsal değerlerimiz için, çalınan, har vurulup, harman savrulan kente ait paralar için yazıp, çizip gündem ve kamuoyu oluşturmaya çalıştım.

Doğrudur, yarına kalıyor ama yanlarına kalıyor gibi olsa da, gün yüzüne de çıkıyor.

Bir gün birileri çıkar yanlarına kalanı da alır.

Mezopotamya haber Ajansından Müjdat Can’ı kutluyorum.

Büyükşehir kayyımının 5 dakikalık tanıtım filmi için harcadığı 4 milyon TL’lik doğrudan ihale meselesini gündemleştirmiş. Okuyucularım hatırlar, bu konuyu geçen yıl gündeme getirmiş, ihalenin zamana yaydıkları harcama dilimlerini, otel, uçak harcamaları ile ilgili ucu açık harcamaları kalem, kalem yazmıştım.

Hiçbir hırsız yakalanmayı aklına getirmez, ancak sonuçta yakalanır.

Çekirge misalidir, sıçrama hakkı da 3’tür.

Evin sahipleri geldi ve yakalandılar.

‘Yok, öyle bir şey’ diyorlardı.

Ancak, harcamalar, Kültür ve Basın halkla ilişkiler daire başkanlığı üzerinden yürütülmüştü.

Çok net.

Aslında sadece bu harcama değil, tamamı, Sayıştay ve savcılıklar tarafından incelenmeli, kamu adına davalar açılmalıdır. Belediyeler büyük bez afişlerle bırakılan borçları kamuoyuna duyuruyor, ancak hesap soran yok.

Çekirgeler dağıldı, ancak toplamak zor değil.

*

Vakıf Bank’ın verdiği kredi miktarı merak ediliyordu, ortada.

Bu tür harcamalar için alınmış, dağıtılmış.

Yani, adımıza borç edinilmiş, paylaşılmış.

Adımıza, kent adına olduğu için mecbur ödemeleri yapacağız.

Ne diyelim?

Açıkçası dolandırılmışız!

Birilerinin çıkıp dolandırıcıları ortaya çıkarması lazım, onu yapmıyorlar.

Şimdilik, hem yarına hem de yanlarına kalmış gibi görünüyor.

Bizim de ‘gün ola harman ola’ demekten başka da diyeceğimiz yok.

Şimdilik.