Ramazan Özpamuk

Ramazan Özpamuk

VESTA BAKİRELERİ, LUCRETİA VE KADIN CİNAYETLERİ

VESTA BAKİRELERİ, LUCRETİA VE KADIN CİNAYETLERİ

Roma oligarşinin bürokrasisi içine düştükleri yozlaşmayı aşmak için, her türlü ahlaksız yaklaşımları görmezden gelerek ruhban din sınıfı denilen portifler kurulu üyeleri,  Vesta bakirelerini akıl almaz suçlarla cezalandırılıyor du,  çünkü Vesta bakireleri erkek eli değmemiş bedenleri ,  Roma imparatorluğun uzun yaşamasının garantisi ve güvencesiydi...
günümüzün insanları,  diri diri yakma,  öldürme şekline benzer cezalandırma yöntemleri ile öldürüyorlardı bir Vesta bakiresinin namus yemini çiğnemesi halkın gözünde cezalandırılması normal karşılanıyordu. Vesta rahibelerin üstüne toprak ve taşlarla kapatıp hiçbir iz kalmadan üstlleri ürtülüp öldürülmeleri, uygulama Ve yöntemleri aradan binlerce yıl geçmesine rağmen ,  hiçbir değişiklik geçirilmeden katlanarak günümüze kadar sürdürülmesi,  zihniyet olarak değişim gecirilmemiştir,  kadınlar öldürülüyor , yakılıyor ve üzerleri petonlarla ürtülüyordu sadakat , kıskançlık ve sahiplenme duygusunun en barbar ve en vahşet hali...
Ne çok benzer yöntemler değilmi
Tarih tekerrür ediyor, işte
Bu coğrafyada,  günümüze kadar taşınan,  uygulama biçimleri vahşetlikler ve öldürmeler sınır tanımıyor

Köhnemiş Roma imparatorluğu'nun çözülme ve dağılma aşamasında bu tür uygulamaların yaşanması tesadüf değildir.  sistem çürüme ve yozlaşma aşamasındayken,  kendini kadına düşmanlık biçimde gösterir,  gücünü ve iktidarını kadın üzerinde tescilleme çalışır,  iktidarını kaybetme korkusunu yaşayan eril Duygu,  hırçınlaşır canavarlaşır ve sonuçta kendini yok eder
İktidarların ortak karakteri kendi hegemonyasını kadın üzerinde şekillendirmeye çalışır,
Kadının varlığı ,  kimliği ve yaşamsal duruşu silikleştirilerek toplum teslim almaya çalışılır,  gücün ve iktidarın tescillendigi alan kadındır...
Roma imparatorluğu girdiği birçok savaşta gücünü kaybeter,  yorgun düşer savaşta ki , manevi ve ekonomik çöküntü hayatın her alanına hakim olur,  birçok insan eşini , ailesini ,  çocuklarını kaybeder duyguları yaşamları alt üst olur, Roma , ailelere her türlü maddi imkan olanak tanısada, dağılmayı, çürümeyi durduramaz...
İran'da da öyle , İran,  Irak'la girdiği savaştan sonra derin ekonomik ve manevi çöküntü yaşamıştır şahı devirmesiyle birlikte,  toplumsal ve sosyal yapıda müthiş bir baskı yaratarak kadın üzerinde iktidarını perçinleştirmek istemiştir , kadını toplumsal ve siyasal yapıdan uzaklaştırarak eve hapsetmiştir iktidar merkezini kadın üzerinde denetimini kurarak toplumu esir almaya çalışmış,  ruhban sınıfının yozlaşmışlıgı, yolsuzlukları artık çuvala sığmaz olmuştur , sistem çatırdamaya başlamıştır hoşnutsuzluklar , protestolar kendini alttan alta göstermeye başlamıştır....
Roma imparatoru döneminde bir grup prens kendi aralarında büyük bir iddiaya girerler sadakat ve dürüstlük yemini ederler kimin karısı en iffetlisi ve en Erdemlisi diye,  iddiaya girerler
Ancak konsül üyelerin aç gözlülüğü,  saldırganlığı sınır tanımaz , her türlü ahlaksızlığı kendilerine hak görürler kadınların çoğu gecenin tadını çıkarırken,  luceatia kocasına sadık onurlu bir duruş sergiler,  Eli kanlı Roma kralı , Lucas oğlu sextus luceatia dan hoşlanır ve ona sahip olmak ister , birkaç gün sonra sextus lucreatia uyurken onun yatağına gider ve ona aşkını ilan eder ve kulağına "kılıcım elimde ses çıkarsan seni bir köle ile birlikte öldürürüm olaya zinası süsü veririm" der ve kendisiyle sevişmesi için ona yalvarır,  kadın korkudan çaresizce ona yüreğini ve ruhunu teslim etmeden bedenini teslim eder
Ne var ki kadın kendi çağının en onurlu, en ilkeli kadınıdır lucreatia kocasını ve babasını çağırarak olan biteni her şeyi olduğu gibi anladır ve sonra ben masumum der ve bir bıçakla canına kıyar
İşte
Lucretia nin bu onurlu, gururlu davranışı ailesinin ve kendisinin kaderini değiştirir,  kadının cesedi,  şehir meydanında şiddetli bir isyana çevrilerek gösteriye ve protesto ya dünüşür,  çürümüş Roma monarşisine karşı bir isyan başlatılır ve bu olay Roma nın kalbinde, onur'un ve kurtuluşun simgesi olur
Roma monarşinin sonunu da beraberinde getir , soylu ve onurlu bir kadının duruşu bir iktidarı nasıl alaşağı edilebileceği ninde iyi bir örneğidir...
Para ve güç,
iktidar sarhoşluğudur ,  kadın merkezli bir gücdür,  sahip olduğu bu imkan ve olanaklarını kaybetme korkusunu yaşayan bu bilinç,  gözü Kara olur,  mantıgını kaybeder,  sağı solu suçlamaya çalışır,  güvensiz ve kuşkucu olur, saldırganlaşır ,  kıskançlığın histerik semptomlarını Yaşar ve artık saatli bir bomba gibidir, nerde ne zaman patlayacagını kestiremeyiz ve bilemeyiz.. bir toplumda kadınların şiddet sonucu öldürülmeleri o toplumun sosyolojik olarak arkaik bilinçini sorgulamak gerekir
Gerek Roma ve gerekse İran örneğinde olduğu gibi , Türkiye gerçekliğinde de yaşanan kaos toplumsal ve sosyal adaletsizlik karar alıcı merkezlerin kendilerine her türlüsü hakkı tanımalarına yol açar , bu durum aşağıya doğru gelindiğinde cinayet , yıkım ve öldürme biçiminde ifadesini bulur.
Eril tahakküm gücün algısında toplumun en zayıf halkası kadındır.
Roma ve iranın ruhban sınıfları kendi tahakküm gücünü kadın bedeni üzerinde kurmaları bu zihniyetin ürünüdür. yıkılan dağılan , şereflerini,  onurlarını , kadını öldürerek cezalandırarak ve en vahşi biçimde katlederek iktidarlarını sağlamlaştırırlar.
öldürülen kadın bedeni üzerinde,  inşa edilmek istenen zihniyet eril tahakküm gücdür. Bütün despotik tahakküm güçler, kadın bedenini cinsiyetleştirirler.kadın pasif ,  edilgen ve itaatkâr,  erkek ise , aktif saldırgan ve tahakküm gücü olarak resmedilir,  onun dışına çıkmak Roma,  İran ve Türkiye de olduğu gibi en ağır cezalara tabi tutulur.
Kadının ikna ve kabul görülmesi ile başlayan ilişkisi kabul edilmiş Rıza dönüşür,  zaman ve süreçle kabul edilmiş Rıza,  ikna olmaz,  ilişkiyi reddeder ve ayrılmaya çalışır,  kadının bu tavrı , bu durumu,  eril erkeğin tahakküm gücünü sarsar , onuru ve şerefi çatırdar, erkek saldırgan,  histerik heyzanlara kapılarak intikam alır ve cinayetler , ölümler baş gösterir.
Sistem kendini baştan aşağıya doğru eril tahakküm gücünü,  demokratikleştirmeden,  bu sorun çözülmez , olay münferit olarak sürekli bakılıp,  gösterilmeye çalışırlır...kadın özgürleştikce toplumda özgüleşir,  kadın köleliştikce toplumda köleleşir..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Özpamuk Arşivi
SON YAZILAR