SEÇİMLERDE KADINLARA FIRSAT EŞİTLİĞİ
Yeni bir seçime doğru giderken, partilerin aday listelerinde kadınların ne kadar yer alacağı bir merak ve tartışma konusu da olmaktadır. Medyaya yansıdığı kadarıyla listelerde kadınlara fazla yer verilmediği görülmektedir. Yaşamın birçok alanında olduğu gibi egemen erkek zihniyeti bu alanda da hâkimiyetini kaybetmek istemiyor. Yine ezici bir çoğunlukla listeler erkek adaylarla seçmen karşısına çıkacak gibi görülüyor.
Kadınların seçme ve seçilme tarihine baktığımızda; Türkiye’de ilk kez 1933 yılındaki yerel seçimlerde kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanındığını görüyoruz. TBMM’de kadınların seçim dönemlerine göre kaç kadınla temsil edildiklerine baktığımızda;1935 ara seçimlerinde 18, 1950 genel seçimlerinde 3, 2 Mayıs 1954’de 4, 1957’de 8, 1961’de 3 ve daha sonraki yedi dönemde toplam 49, 24 Aralık 1995’de13, 18 Nisan 1999’da 23, 3 Kasım 2002’de 24, 22 Temmuz 2007’de 50, 2011’de 71, 1 Kasım 2014 seçimlerinde 74, 24 Haziran 2018 seçimlerinde 78 kadın vekil olarak seçilerek mecliste yer almıştır.
Dünyada kadınların ilk oy kullanma hakkının kullanıldığı yer küçücük bir adada gerçekleşiyor. 1880 yılında Manş Denizinde bulunan Anglo Norman adalarında, bir ülke bile olmayan Isla of Man adacığında bu kakını kullanıyor.
ABD'de oy hakkı talep eden ilk kadın büyük arazilerin sahibi olan Margaret Brent 1647’de valiye başvurarak kendisi ve avukatı için oy kullanma hakkını talep ediyor. Ancak bu talebi reddedilmesi üzerine yönetimi boykot ediyor.
ABD’de; 1869’da Wyoming, 1985’de Colarado, 1895’de Utah, 1896’da Idoha’da kadınlara oy hakkı verilmesine karşın ancak 1920 yılında Amerika’da genel kabul görüyor.
Finlandiya’da 1916 yılında, oy veren ilk Avrupalı kadınlar oluyor. Norveçli ve Danimarkalı kadınlar da I. Dünya Savaşı'ndan hemen önce oy haklarını almışlardı. Yerel seçimlere 1863'ten beri katılabilen İsviçreli kadınlar, 1919'da genel seçimler için sandık başına gittiler.
İngiltere‘de 1918'de 30 yaşını dolduran her İngiliz kadın oy verme hakkına sahip oluyor. Ancak 10 yıl sonra kadınların siyasi hakları erkeklerinkiyle aynı düzeye getiriliyor.
Avrupa'da aralarında Fransa ve İtalya’nın da olduğu birçok ülke, 1945 yılına kadar kadınlara oy hakkı tanımıyor. Fransa’da kadınlar hakları için 19.yy. da başlayan mücadelesi ancak 1944’de General Charles de Gaulle’nin bildirisiyle eşit oy hakkına sahip olmaları kabul ediliyor. İsviçre ise; 1971 yılında kadınlara oy hakkını tanıyor. Liechtstein’de ise 1984’de kadınlara en geç oy hakkı tanıyan Avrupa ülkesi oluyor.
İtalya'daki kadınların örgütlü mücadelesi epey geç başladı. 1925'te İtalyan kadınlar sınırlı oy hakkına sahip oldu. Mussolini İtalyan kadınlarının siyasi haklarını büyük ölçüde ellerinden aldı. İtalya'da kadınlar, erkeklerle eşit oy hakkına II. Dünya Savaşı'nın sonuna dek sahip olamadılar.
Çeşitli Arap ülkeleri, Surinam, Ekvator Gine'si gibi ülkelerde hala kadınlar siyasi haklarına tam olarak kavuşmuş değildir.
Bazı ülkelerde kadınların siyasal süreçlere katılımını ve temsil sorunlarını çözmek için, kadınlara pozitif ayrımcılık uygulayarak, belli oranlarda yer ayıran kota sistemini getiren özel hükümler getirmişlerdir.
Türkiye, seçme ve seçilme hakkının kullanıldığı ilk ülkeler arasında olmasına rağmen, ancak 2000’lerden sonra, meclis aritmetiğinde sayısal bir artış görülmektedir.
Şimdi yerel yönetim seçimlerinin arifesindeyiz. Yerel yönetimler halkın ve özellikle kadınların yaşam koşularını yakından ilgilendirdiğinden onların listelerde yer bulabilmeleri önemlidir. Başta kadına karşı ayrımcılığın ortadan kalkması; günlük yaşamı da yakından ilgilendiren kararlar alma, kararlar sürecine katılmaları, temsil edilmeleri gereklidir. Kadın ve erkeklerin eşit temsiliyeti; cinsler arası eşitsizliğin ortadan kaldırılması, kadınların yoksulluktan kurtulmaları, güvenli yaşam koşullarına kavuşabilmeleri için fırsat eşitliğinin sağlanması gerekir. Kadınların karar alıcı, planlayıcı ve yönetici olarak yerel yönetimlere dâhil edilmeleri cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına da önemli katkıları olacaktır. Yerel yönetim; erkeği ilgilendirdiği kadar kadını da yakından ilgilendirdiğinden, yönetimlerde temsiliyeti yerel demokrasilerin gelişmesi açısından da özel bir önemi vardır. Kadınlar, yerel yönetimlerin yürüteceği sosyal hizmetlerde, aile ve kamusal yaşamı ilgilendiren konularda sorumlulukları da dikkate alındığında ayrıca; her türlü şiddetten, tacizden korunmak için de yerel yönetimlerde daha fazla temsil edilmelidirler.
Kadınların çalışma alanlarında istihdam edilmelerinden, erkeklerle eşit ücret almaya, meslek içi eğitimlerden eşit yararlanmaya, eşit muamele görmek için yerel yönetimlerin önemli bir rolü vardır. Kadınların sadece oy kullanma değil yönetimlere seçilmesi, ayrımcılığın önlenmesi ve eşitliğin sağlanması için; kamusal alanlarda kadınlar daha fazla sayıda yer almalıdırlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.