Sansürlü basın bayramı
Bazı günler vardır. İsmi var fakat içi boş. Kadınların ötekileştirildiği, her türlü hakarete ve aşağılanmaya, cinayete, maruz bırakıldığı bir toplumda kadınlar gününü kutlamanın absürtlüğü kadar, sansürün ayyuka çıktığı günümüzde 24 Temmuz Sansür ‘ün kaldırılması ve basın bayramı gününü kutlamak da eşdeğer bir absürtlükte.
Günümüzde sıkça adını duyduğunuz "Dezenformasyon Yasası" yasa çıkarıcılar tarafından tatlı bir dille anlatılmaya çalışılsa da, maalesef yılanı deliğinden çıkarmıyor. Dezenformasyon yasasının 23. maddesinde şu belirtiliyor: "Gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır" burada kamu düzenini bozup bozmadığına karar verecek olan ise siyasi iktidar cephesidir. Bir haber yazdınız diyelim, ortada kamu düzenini bozacak hiçbir güdü yok. ertesi gün kamu düzenini bozmaktan gözaltına alınırsanız şaşırmayın! Haberiniz aslında kamu düzenini değil kamu görevlisinin rahatını bozmuştur. Sözüm ona, yasa, kanun koyucuları bu konuda avantajlı konuma getirmiştir.
Dezenformasyon yasası, sadece işini layıkıyla yapan gazetecilerin sorunu değil, Objektif ve şeffaf haber alma hakkı engellenen toplumun da bir sorunudur. Bu yasa ile halkın gerçek habere erişmesi engellenmeye çalışılıyor. Düşünceyi açıklama özgürlüğü, Bilgi edinme özgürlüğü, haber verme ve haber alma özgürlükleri kısıtlamaya ve engellenmeye çalışılıyor.
Basın özgürlüğünün tehdit altında olduğu bir çağda 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı'nın içi boş bir levhayı andıran bir gün olarak değil de, gerçek manidarlığıyla kutlayacağımız bir gün olacağı yarınlara, diyerekten. Yazıma "Mesleğini zor şartlar altında ifa eden, gazetecilik meslek etiği ilkelerinden ayrılmayan tüm gazeteci arkadaşlarımın 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı gününü kutlayarak son veriyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.