Pirêze ve Pirêzecilerin Tarifi
Kürtçeden Türkçeye geçmiş olan ''Pirêze'' kelimesi, ekin biçildikten sonra tarlada kalan, anız olarak adlandırılan ekinin köklü sapı anlamındadır. Bazı yörelerde ürün anlamında da kullanılan pirêze gündelik dil ve argoda ise daha geniş bir kullanım alanı sunmaktadır.
Bir tanıdığım ısrarla Türkçedeki karşılığı avukat olan, Kürtçe ''Parêzer'' kelimesinin pirêzeden geldiğini iddia ediyordu. Muhtemelen, ''Parêzer ve Pirêze'' kelimelerinin ses ve harf benzerliği onu yanıltıyordu. Ben de ona, parêzer kelimesinin Türkçe karşılığının avukat, savunman, savunan anlamında olduğunu parêzer’in Kürtçede ''Parastin'' yani savunma kelimesinden geldiğini, parêzer'in pirêze ile alakasının olmadığını örneklerle anlattım. Kabul ettirmem biraz zor olduysa da nihayetinde arkadaşımı ikna etmeyi başardım.
Böylece, ''Parêzer ile Pirêzenin'' aynı kökten gelmediğini ispatlamanın, avukatlık mesleğini de bu yanlış anlamadan uzak tutmanın verdiği manevi huzur ve gönül rahatlığıyla yazıma devam edebilirim.
Gündelik yaşamda pirêze kelimesi boş vaat, kurusıkı laf, blöf, uçuk hikayeler, karşısındakini yanıltmak ya da korkutmak, bir amaçtan caydırmak için gerçek olmayan söz söylemek, aldatıcı bir eda takınmak, zayıfken güçlüymüş gibi görünerek gerçek durumunu göstermemek, abartılı bir şekilde sevinmiş ya da üzüntülü görünmek anlamında kullanılmaktadır.
Kısaca özetleyecek olursak argoda içi boş, çerçöp ve boş konuşma anlamına gelen ''Pirêze'' kelimesi oldukça güçlü ve etkili bir şekilde dildeki görevini yerine getirmektedir.
Bulaştığı topluluklara göre varyantlar üreten pirêze, hoşgörülü samimi bir arkadaş grubunda müthiş bir espri ve eğlence aracı olabiliyorken suç işleyen ve suça meyilli gruplar arasında, meydan okuma ve tehdit aracı olabiliyor. Yoğun bir pirêze hareketliliğinin yaşandığı ticaret âlemine baktığımızda ise bazı kesimler pirêzeyi etik bulmadıkları için kullanmamayı tercih ederken bazılarının ise ticari felsefesi olabiliyor.
Akraba, dost ve arkadaşlar arasında statü, mal-mülk ile caka atma varyantının hâkim olduğu pirêze, bu camiada fitne, fesat, haset ve kıskançlık ateşiyle ortalığı kasıp kavuruyor, evleri eyvan ediyor.
Siyaset ise tam bir pirêze sahnesi olduğundan siyaset pirêzesinden bahsetmeye gerek bile görmüyorum.
PİREZÊNİN ÇEŞİTLERİ
Şebşebok Pirêzesi
Geç saatlere kadar dışarılarda kaldığı için kendi ev halkı tarafından ''Şebşebok'' yani yarasa diye adlandırılır. Aslında zar zor geçindiği halde kendine zengin izlenimini verir. Oldukça kibar, centilmen, şık bir görünümü vardır. Diyarbakırlıların deyimiyle ''gölgesinden başka sermayesi olmayan'', herkese söz veren ama yerine getirmeyen, sürekli hayali projeler üreten, attığını tutturamayan, söylediği her pirêzenin gün geçtikçe inandırıcılığını kaybettiği kişi tipidir. Genelde iş ve siyaset çevrelerine takılan, bu pirêzeci türü, talihi yaver gider de takıldığı çevrelerden bir pozisyon elde ederse yepyeni bir çehreye bürünüp kendinden daha güçlü olmayanla göz göze bile gelmemeye çalışır.
Kahvehane Pirêzesi
Kahvehane müdavimleri arasında yapılan abartılı sohbetler ve espri olsun diye yapılan pirêzeler bu kategoriye girer. Bu pirêze seanslarında, kahvehanenin müdavimleri dağılıp gittiğinde geride iz bırakmayan, herkesin kurdunu döktüğü, gülüp eğlendiği bir pirêze çeşididir. Nadiren de olsa tartışma ve küskünlüklere sebebiyet verebilir.
Qırıx(Kırık) Pirêzesi
En fazla bilinen kendine has raconu ve jargonu olan pirêze türüdür. Bir rivayete göre: eski kabadayılar ayakkabılarının topuklarını kırıp giydiklerinden kendilerine bu yüzden qırıx denilmiştir. Qırıx işi gücü olmayan, suç işleyebilen, suça meyilli, biraz kabadayı, biraz filozof, mahallesine-semtine yanlış yapmayan ve yaptırmayan son zamanlarda ise sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla, kendi sosyal medya hesabından, aforizmalar, epik ve lirik hikayeler paylaşan şehir çocuğudur. Bazen çok sert bazen de hassas bir mizaca bürünebilir çok çabuk dolduruşa gelebilirler.
Bir qırıx, jargonunun bütün terimlerini çok iyi kullanır. Örneğin: Bra, birêmin, birêminê elemyon, qablama, kewaşe, ve qeşmer, gibi. Bazen de pirêzenin dozunu fazla kaçırıp sağa sola tehditler savurabilir. Bu durumda en sık kullandıkları cümlelerden biri “giderem oraya oni hişk êderem'' pirêzesidir. Burada kahramanımızın kullandığı ''Hişk'' kelimesinin karşılığı, ölüm katılığı manasındadır. Kurutma anlamında değildir. Kurutma kelimesi Kürtçede ''Ziwa'' olarak ifade edilmektedir.
Eğlenceli Pirêze
Pirêzeyi Sanata Dönüştüren Adam; Karate Kadri
Hoşgörülü, kültürlü ve seviyeli gruplar arasında yapılan bir pirêze türüdür. Aslında sanat da denilebilir. Bu sanatın en tanıdık simalarından biri 2010 yılında vefat eden ''Diyarbakırlı Karate Kadri’dir''. Karate Kadri'nin yaptığı sanat, Anadolu'da palavracıların icra ettikleri, zaman ve mekanı olmayan, aşırı uçuk hikayelerle karıştırılmamalı. Palavracılar mekandan mekana, zamandan zamana atlarlar. Oysa Karete Kadri’nin pirêzeleri sağlam bir kurguya dayanır. Karete Kadri'yi görmek isteyenler onu döktüğü kanların izinden, kırdığı kemiklerin sesinden bulabilirler. Haliçteki balıkların tok olmasının sebebi, Karete Kadrinin bir qaşmeri doğrayıp onlara atmasındandır. Türkan Şoray'ı çöllerde deli divane bir halde görürseniz bilin ki sebebi Kadri'dir. Ünlü aktrisler topluca intihara teşebbüs etmişlerse nedeni Kadri'ye olan umutsuz aşklarıdır. Yerlerde onlarca meşhur kabadayının dökülen dişleri varsa Kadri oradan geçmiş, geçerken de onların çenelerini ziyaret etmiştir.
Sinemadan Pirêze Örnekleri
Dünya sinemasını takip ettiğim halde pirêzeyle ilgili bir sahne ya da karakter hatırlayamadım. Ama Yeşilçam için bu konunun deryası diyebiliriz. Yerli sinema da en çok bilinen pirêzeci, ''Neşeli Günler'' filmindeki Şener Şen'in canlandırdığı ''Ziya'' karakteridir. Ziya'nın yeğenlerini eğlendirmek için anlattığı ''aslan avı hikayesi'' ve'' jilet satarken yaptığı pazarlama,'' sinemanın unutulmaz pirêze örneklerindendir.
Eş Dost, Arkadaş ve Akraba Prêzesi.
Dedikodu, kıskançlık, gıybet ve haset fırtınalarının sert bir şekilde estiği bu kategoride, dargınlıklar, ve tartışmalar çok sık yaşanır. Bu kategoride en çok ''Kıskandırma pirêzesi'' yani qıcıx verme revaçtadır. Örneğin kişi yaptığı masraf ve harcamaları pirêze rüzgarının da sayesinde üfürdükçe üfürmektedir.
Kıskandırma prêzesi ekseriyetle şöyle başlar: ''Ellerinizden öper bizim çocuğa, geçen gün bir ev aldık. Ev çok lüks bir sitede ve çok pahalıydı. Ama ne yaptım ne ettimse çocuk illa ben bu evi isterim diye tutturdu. Anasının da zorlamasıyla mecburen evi aldım. ''İnanır mısınız diyerek devam eder pirêzeci abimiz. O evin sadece bina masrafı, birçok evin kirasından fazladır. Ev almakla kurtulsak iyi, çocuk bir de arabayı da değiştireceğim diye tutturdu. Düğün masrafları, ev, araba, düğün altınları derken çok masraf ettik çok, diye anlatır pirêzeci abimiz.''
Kıskandırmaya çalıştığı insanlar ise, zar zor geçinen, evi arabası olmayan kiracı kimselerdir. ''Kıskandırma pirêzesini uygulayan şahıslar,'' bu tür pirêzeyi statüsü ve maddi durumları kendilerinden yüksek insanlara yapmazlar/yapamazlar.
Bu pirêzecilerin en büyük zevkleri geçim sıkıntısı çeken insanlara, yaptıkları harcamaları sadist duygularla anlatmaktır. Halden anlamaz, zayıf karakterli bu kişiler pirêzeye başladıklarında onları söyledikleriyle baş başa bırakmak, yaptıkları pirêzenin dinleyicisi olmamak, moralleri entübe eden kıskandırma pirêzesini bertaraf etmenin en etkili yoludur.
Tirşikçi Pirêzesi
Tarifini yapacağımız bu pirêze çeşidi pirêzelerin en korkuncu ve en toksik olanıdır. ''Tirşikçi'' güçlülerin yanında duran, menfaati için yağ çeken, dalkavukluk eden anlamındadır. Güçlü ve haksızların yılmaz bekçisidir. Tirşiktan aldığı enerjiyle yandaşı olduğu kişilerin lehine, haklıların aleyhine pirêze yapar.
Haklıları davalarından vazgeçirmek, ve korkutmak için tarafı olduğu kişilerin gaddarlıklarını, güçlerini abartarak ve de çoğaltarak anlatır. Hedefe ulaşmak için her türlü entrikayı ve dezgeyi yapmak onun için mubahtır. Arabulucu gibi davranarak aslında tarafı oldukları için istihbarat toplamaktadır. Gerçek arabulucuların kuracağı uzlaşıyı bozmak için her yolu dener. Her hayrı engellemeye çalışır. Engelleyemediği hayırlarda ise kendine pay çıkarır. Yanıltmak istediği kişilere uzağı yakın, yakını uzak gösterir. ''Haksızlığın ve karanlığın şahididir.''
Yandaşı olduğu kişilerin sorun yaşadığı herkes onun hedefindedir. Hedeftekilerin çocuk, yetim, kadın, aile, yaşlı olmasını önemsemez. Velhasıl kim mağdur olursa olsun onun umurunda değildir. Biricik hedefi yandaşı olduğu kişileri memnun etmektir.
Tırşıkçi pirezecilerin bir diğer adı da Bekoyê Awam’dır. Ahmedi Xani'nin “Mem u Zin” adlı şaheserinde ortalığı karıştıran, Mem ile Zin'in kavuşmasını engelleyen, Mir'in dalkavuğu olan Beko’dur. Bu yüzden Tırşıkçi prêzesi yapanlara halk arasında kısaca ''Beko'' da denmektedir.
Tarif ettiğim bu son pirêze çeşidi o kadar rahatsız edicidir ki bu tür pirêzeyi yapanlardan bahsettiğiniz zaman bile rahatsız olabiliyorsunuz. Bu yüzden bu son tarifi daha fazla uzatmıyor, yazıyı Karate Kadri'nin destansı bir pirêzesiyle bitiriyorum.
''Galata köprüsündeydim, balıklar seslendi: Kadri abi açız! Doğradım bir qeşmeri attım onlara!''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.