NASIL VE NEYLE DÜŞÜNÜRÜZ VE NEDEN DÜŞÜNÜRÜZ? -3-
Bilgiye Gömülmek
Hiçbir canlı, hayatı bilgiyle öğrenip yaşamazken yani bilgisel olgulara başvurmazken, buralardaki bilgilerin peşinde koşmazken, biz insanlar böyle bir pratiğin içine neden girdik? Bir ağaç için, bir kuş için, bir dağ için, deniz için, güneş veya gezegen için yani bunların varlığı, hareketleri ve canlılığı için bilginin (Yapay psikolojik bilgiden bahsediyoruz) hiçbir önemi yokken, biz insanlar için bilginin önemi neden bu denli büyük? Her canlı yaşam, hareket ve canlı olma halini kendi olma ve kendi özgünlüğünü koruma yine bu bütünlük içine kalma gerçekliğinden alırken, biz insanlar bu gıdayı, bu enerjisel hakikati neden başka şeylerde bulmaya çalıştık, çalışıyoruz?
Fark Neden Var?
Bu fark sorgulanmaya değer bir gerçek değil midir? Yaşadığımız an sorgulandığı zaman hakikati bulma ve onunla buluşma imkanımız olur?
Hakikat nedir, nasıl bulunur ve onunla olan ilişkimizi nasıl anlarız? Bu gerçek içerisindeki yerimizi nasıl bulabiliriz? Bunlar sorgulanmadığı ve yine bunlara dair inceleme alanları açılmadığı zaman hakikatten kopmuş oluruz.
Her canlıda özgünlük ve bu özgünlüğe dair farklılıklar vardır. Her canlının kendi rengi ve bu renge dayalı bir bütünlüğü vardır. Bu oldukça açık ve nettir ama insanda bu böyle değildir. Sanki bu gerçekten ve bu yaşamsal gelişim seyrinden koptuk. Bu, insanın doğduğu ve geliştiği özgünlükten ve özgürlükten kopuştur.
İnsanın her şeyi kendinde tekleştirmesi ve tekelleştirmesi, acımasız savaşlar içinde olması, Kendini ve yaşadığı doğayı yok etmesi, akıl almaz oyunlar içinde koşması ve hiç durmadan bozucu oyunlar üretmesi bu Kopuşun belirginleşmiş işaretleridir. Tüm bunların kaynağında ise yaşamı ve yaşamsal gelişimi kendi iç bütünlüğünde değil de kendi eliyle yaratmış olduğu yapay alanlarda aramasıdır ve bunu bilgiyle geliştirip inşaa etmesi ve ona bilgisel anlam katmasıdır. Biz de bunu sorguluyoruz. Yaşam, İlişki ve paylaşımı nasıl kaybedip bilgiye indirgedik, buna bakıyoruz. Ve neden böyle bir açmaz içinde olduğumuzu görmeye ve anlamaya çalışıyoruz.
Görmek Neden Önemli?
Esas olan bilgiyle görmek değil, saf dikkat haliyle görmektir. Dikkat haliyle görmek nedir? Herhangi bir şeyi araya koymadan, herhangi bir bilgisel inanca, bilgisel Kurama, bilgisel ideolojiye dayanmadan, zihnimizde biriktirdiklerimizi buna alet etmeden görebilmektir. Zihnimizde depoladığımız bu tür şeyler saf görme halini engeller. Görme körlüğü yaratır. Yaşamı anlamsız hale getirir. İlişki ve paylaşımı çıkmaza sokar. Tutunabileceğimiz şeyler ise basit materyaller olur. Ve hepimiz bu basit materyallerin esiri haline geliriz. Esaret, insan zihninin insana oynamış olduğu en derin ve kapsayıcı tutsaklık hali ve oyunudur. Bu oyun tüm yaşamı, ilişki ve paylaşımı esir alır. Mutluluk ve sevgi bu esaretin altında görünmez hale gelir ve bizler yapay mutluluklarla kendimizi tatmin etmeye çalışırız. Oysa saf dikkat yani bilgisiz görme hali ise zekâdır, gerçek ve tam bir görme halidir. Bilgi araya girdiğinde yani düşünsel-psikolojik bilgilerle bakıldığında dikkat hali bozulur ve olan olduğu gibi görünmez. Bu canlı olma halinin sona ermesi, yapay, ölü olan halin ve hallerin şimdiye hükmetmesidir. Bu da geçmiş ve gelecektir.
Anın Farkındalığı
Geçmiş, gelecek ve şimdi anda bütünlük kazanmıştır. Onun bütünsel hali hem geçmişi hem geleceği ve hem de şimdiyi ifade eder. Anı gören ve anı çözen insan geçmişi, geleceği ve şimdiyi çözen insandır. Ama anı göremeyen insan ne geçmişi görebilir, ne geleceği, ne de şimdiyi. Bunlardan bir tanesine takılabilir, bunlardan bir tanesinde gezinebilir, bunlardan bir tanesinde hayatlar kurabilir ama bunlar çok sınırlıdır. Bu sınırlı hal ile hayatı anlayamayız, yaşamı okuyamayız, sevgi ve şefkati keşfedemeyiz, aşkın ise yanından bile geçemeyiz. Hele hele özgürlük gibi çok kıymetli olan bir anlamsal bütünlüğü hiç yakalayamayız. Ama anı görür, anı yaşar ve bunun farkında olursak hayatı en kapsamlı ve duru haliyle görür ve yaşarız. Arınmamız gereken yerde ise kendimize döneriz.
Kendine Dönmek
Demek ki kendine dönmek, Kendini bilmek ve kendini anlamak çok önemlidir. Bu farkındalığı yaşayan insan hem özgürlüğü, hem huzuru, hem şefkati, hem sevgiyi, hem de aşkı bulmuş olur. Öyleyse düşüncenin oyununu görmeliyiz, nasıl düştüğümüzün ve düşündüğümüzün farkında olmalıyız. -BİTTİ-
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.