Paranın rengi
Eskiden parayı para diye bilirdik. Paranın akını karasını fazla anlamazdık. Günlük yaşamımıza bu tanımlama fazla girmediği için paranın karası da neymiş derdik. Sonradan ortalıkta sınırsız para harcayanları hatta ultra lüks hayat yaşayanları gördükçe, ‘kara para’nın ne olduğunu daha iyi anlamaya başladık. Çünkü sınırsızca harcanan bu paraların, elde edilen servetlerin öyle alın teriyle, çalışarak kazanılan paralar olmadığı, sosyal medyalarda paraların kaynakları ifşa olmaya başladıktan sonra anlamaya da başladık. Demek ki dedik haydan gelince huya gitmesi de dokunmuyor. Bol kepçe harcama da sınır olmuyor.
Kaynağı belirsiz, ani yasa dışı yollardan elde edilen para bu tanım içerisine çocuklarımızı zehirleyen uyuşturucu ticaretinden insan kaçakçılığına kadar uzun bir liste oluşturacak kadar uzar durur.
Bizim sosyal medyada gördüklerimiz sadece bu çarkın hepimizin gözlerine sokulurcasına ortalığa saçılanlar. Bu işlerin getir görür ve aracılık yapanlarının servetleri böyleyse; perde arkasında olanların, görmediklerimizin ve bu para çarkının esas yürütücülerin sahip oldukları servetleri tahmin bile edemeyiz.
Kurulan saadet zincirlerine yatırılan paralar, güzellik merkezleri altında yürütülen uyuşturucu trafiği ve para akışı, bazı devletlerin bütçelerine denk gelecek düzeyde. Neredeyse tesadüfen ya da bazı gazetecilerin çabaları sonucu ortaya çıkarılan bir dizi kişiler. Sosyal medyadan eksik olmayan sosyete fenomenleri, Baran Korkmazlar, Rıza Sarraflar, Çiftlik Banklar, Thodex, en son Fatih Terimlerin ve futbolcuları da kapsayan saadet zinciri … Şimdi sadece mahkemelerde yargılananların isim ve dosyaları eklenirse kaç sayfa eder ve ne kadar uzun bir liste olur. Bu kadar insan nasıl oluyor da bu kadar sınırsız servetlere sahip oluyorlar ve herkesin gözüne sokarcasına insanlarla fakirsiniz diye dalga geçebiliyorlar. Bu bir çürümeyse nereye kadar devam edecek diye insan sormadan kendini alamıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.