Kadim bir kent, anlatmakla olmuyor, yaşamak gerekiyor. Diyarbakır, Diyarbekir, Amed. Adını her ne şekilde ifade ediyorsak edelim, kadimliğine halel getirmiyor. Yarım asrı aşan bir birlikteliğim var bu kadim kentle. Dostlarım, arkadaşlarım, ailem, komşularımla, yaşanmışlıklar var. Yakılmışlığını, yıkılmışlığını, direnişlerini, dik duruşunu gözlemlediğim bu kadim kentte 40 yılı aşan gazeteciliğimden kaynaklı tanıklığımı hep diri tutmaya çalıştım.

Yeni yerleşim alanlarıyla ilgili çok fazla bir şey söylemek gibi bir çaba içinde olmamakla birlikte dönemsel gelişmenin, nüfus artışının doğal sonucu olarak ortaya çıkan yeni yaşam biçimini de yok saymak gibi bir gaflet içinde değilim. Tarih dokusunun dışında doğal büyüme ve gelişmenin de elbette ki toplumsal getirileri vardır. Ancak, sur içi bizim için, ben ve benim çağdaşlarım için bambaşka bir duygu ambarıdır!

&

Kahvaltıcı Mustafa’nın Hasan Paşa hanındaki mekânına uğramak,

Hacı Halit lokantasında Diyarbakır güveci yemek,

Hürriyet kasabına uğrayıp sevgili dostum Zülküf ve ziyaretçileri ile sohbet etmek,

Hemen karşısında Nizamın her daim taze ve damak tadı aynı çayını yudumlamak,

Dağkağı ciğercisine uğrayıp Hüseyin abi ve ziyaretçileri ile kente dair sohbetler etmek,

Baharatçı kör Yusuf’a uğrayıp Seyyaf ile geçmişi yâd etmek,

Eğilli iş hanında Şeyhmus kardeşimin çayını içip, komplo teorileri konusunda sohbet etmek;

Hani ‘insanı hayata bağlıyor, yeniden yaratıyor’ derler ya;

İşte öyle bir şey, yaşam iksiri gibi bir durum, en azından benim için.

&

Bir de DEMİR otel sevdamız var, o da yarım asırlık.

Gazeteci, siyasetçi, işadamı, yazar, şair, farklı kesimlerden insanların buluşma, sohbet etme imkânı bulduğu son derece samimi bir mekân, kentin kendine has markası Demir otel. Uzun süre tadilat nedeniyle dinlenen bu mekân, ortak anıları olanların uğrak yeri halinde görevini sürdürmeye kararlı. Kentimizin geneli kadar Demir oteli de yaşatma gibi bir sorumluluğumuzun olduğunu biliyoruz. 

Sevgili Kardeşim, baba, amca emaneti olarak gördüğümüz, sevgide, saygıda kusursuz dost Reşit Cantürk’te, kente ait o değerleri yaşatmak, devam ettirmek adına gençlik öncesi ve devamında unutulmayacak anılarımın olduğu bu oteli diri tutma çabası içinde. Gittim, kaldım, anıları tazeledik o eski dönemden kalma dostlarla. Otelcilik ve turizmcilik konusunda son derece uzman, insani ilişkileri konusunda tartışmasız bir dost Sayhan Arayıcının da otelin koordinatörü, danışmanı, yönlendiricisi olarak tekrar kente dönmüş olması beni son derece mutlu etti.

Anılarımızı diri tutmak için çaba gösteren, Demir otel markasını kentin adıyla birlikte kalıcı kılma çabası olanlara elbette ki desteğimiz, birlikteliğimiz, omuzdaşlığımız da sonsuzdur. Kentin markası yeniden devrede. Demir otel ve yeni konseptine merhaba!