Kışı yarıladık neredeyse bahara kapı aralayacağız ama şimdiye kadar olması gereken yağışlar olmadı. Çok geçmişe de gitmeden önceki kış mevsimlerinde bu aylarda kardan yollar kapanırdı. Ortalık Beyaza keserdi. Şubat ayına geldik hala kar yağmadı. Bu durum eskilerin çok sık kullandığı deyimle hayra alamet değil. Gidişatın sonu da oldukça sıkıntılı olacak gibi gözüküyor.

Zaten uzun zamandır tarımsal ve hayvansal gıdalarda yaşanan üretim sorunları nedeniyle oldukça pahalı tüketiyorduk. Beklenen yağışlar olmazsa yeterli üretimler olmayacaktır. Köylünün ektiği tohumlar tarlada kalacaktır. Kuraklıktan en başta etkilenecek olan tarımsal üretimler ihtiyacı karşılamaktan uzak kalacaktır. Bundan ciddi olarak etkilenecektir. Yapılan açıklamalarda birçok yerde göller kuruduğu, barajlardaki su seviyelerinin oldukça düştüğü söyleniyor.

Bilim adamları dünyanın bir kuraklık iklimine doğru evrildiğini, bu yüzden doğal dengeleri bozan alışkanlıklardan vazgeçilmesini, su kaynaklarının kirletilmemesini yineleyip durdular. Ama rantsal yaklaşımlar ağır bastığından dolayı uyarılar dikkate alınmadı. Dolayısıyla doğal yaşam alanlarının yok edilmesi ve betonlaşma, küresel ısınma doğal dengeleri bozdu. Belki hala geri dönüş mümkün diye açıklamalarına rağmen bilim adamlarının bu seslerinin gereken yankıyı bulacağı şüpheli görülüyor. Çünkü dünyanın birçok yerinde her kes bildiğinden şaşmıyor ve elbirliğiyle ateşe odun atılıyor. Bu ısınma ve kirlenmeye karşı doğa da çok uzun olmayan bir gelecekte tepkisini gösterecektir.

Şimdi yok olan ormanları, dereleri, gölleri, dağların havasını suyunu gelecekte çok arayacağız… Sadece arayacağız. Çünkü bir daha geri gelmeyecek.

Eğer doğal dengeyi koruyamazsak ve çevreyi temiz tutamazsak; kışın doğayı beyaza bürüyen kar, baharın yağan yağmuru hep özlemimiz olarak kalacak.