Hesap günü paniği!
Edindiğim bilgiler, aldığım duyumlar; özellikle kayyum belediyecilik anlayışına bulaşan, bulaştırılan, kentlerin değerleri üzerinden çıkar, menfaat ve haksız rant eden güruhu bir korkudur sarmış.
Hesap görülecek
Hesap verilecek
Hukuk işleyecek
Kim neyi hak ettiyse, onu alacak!
Şahsi değil, bireysel manada hesap sorma girişimleri, zaten sağlıklı toplum yapısına hitap etmez. Eleştirdiğimiz, karşı çıktığımız onlar gibi olmak gibi bir niyet zaten söz konusu olamaz.
Ama hukuk önünde de hesap versinler.
Versinler ki, onlardan sonrakiler de; Devletin-milletin malına mülküne, parasına, geleceğine ‘ipotek’ koymasın!
Devlete ve Millete çökenleri elbette ki, finalde, filmin sonunda korku saracak.
Bütün kayyum belediyelerinde gözlemledik, buldozer gibi altından girip üstünden çıktılar. Belediyeleri, önümüzdeki 30-40 yıl için bile borçlandırdılar.
Sahte faturalar, liyakatsiz özel kalem müdürlerinin sayısı sanırım adliye koridorlarını doldurur.
Sadece Diyarbakır’da tanık olduklarımız, yenilir yutulur cinsten değil.
İthal bürokrat, 3-5 maaş alan ‘Müslüman kılıklı’ yezitler, gelip yediler, içtiler, keselerini doldurup gittiler. Bu güruh, aynı zamanda birbirlerini takip ettiler, ayak kaydırmalarla, ‘onlar gitsin, biraz da biz götürelim’ moduyla bir de birbirlerinin üzerine bastılar.
Durup dururken neden yazdım bunları?
Hem seçim atmosferinin hızlı trafiği içinde unutmamak, toplumsal hafızalarımızın hatırlama biçimlerine katkıda bulunmak için…
Hem de siyasetin rant aracı olarak kullanıldığına inanan, bu iktidar döneminde bunun tedrisatını alanların yeni iktidar denemeleri içinde yer alma istek ve arzusuna darbe vurmak için.
Hem yerel hem de genel iktidar erki içinde yer alan, almak isteyen, devletin, milletin parasını milli kaynaklarına göz koyanlara karşı mücadelemizin devam edeceğini teyit anlamında yazıyorum.
Diyarbakır belediyelerinde bütün kaynaklar tükenmesine rağmen, hala batırdıkları geminin kalan kısımlarını kemirenler var. Gidenlerde, kalanlarda bu işten sorumlu olacak, bunu onlarda biliyor.
Dedim ya, paçalar da bu nedenle tutuşmuş.
Güç zehirlenmesi yaşadıklarından dolayı hiçbir şekilde gitmeyeceklerine kendilerini inandıranlar sadece bunlar değil, dünyada da örnekleri var. Farklı ülkelerde olsalar da kaderleri aynı…
Polis, adliye muhabirleri çok yorulacak gibi.
Evet, hesap sorma gününe çok az kaldı.
Duyduğumuz panik hali, korku, yurt dışına kaçma gibi girişim ve hazırlıkların olmasından daha doğal bir durum olamaz.
Elbette ki hesap vakti
Önce burada sonra mahşerde..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.