NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Hem paketçi hem de tokatçı!

Hem paketçi hem de tokatçı!

Hep başa saran bir film oldu, gelenek hiç bozulmadı.

Şöyle atılmış haber başlıklarına hep birlikte tanıklık ettik.

“Falan partinin lideri Diyarbakır’da STK’larla bir araya geldi, sorun dinledi.”

Çözüm?

Yok.

Olsa, ritüel niye tekrarlansın ki!

(En son film, Ali Babacan)

STK temsilcilerinin yüzde 50’si ise aynı, masadaki yerleri değişmiş olabilir. Kurumlar aynı. Bir de AKP korkusundan gelemeyenler vardır.

Ayrıca, göreve yeni gelen bütün hükümetler için geçerli durum var, bundan sonra da olacak diye düşünüyorum.

Başbakan ‘paket açıkladı’.

Bir dostum şöyle demişti;

 ‘Bunlar hem paketçi hem de tokatçı.

Önce dinliyorlar, sonra paket sunuyorlar, tam elimizi pakete atacağız ki tokat atıyorlar, dalga mı geçiyorlar?’

 “Başka il mi yok Türkiye’de, yola her çıkan siyasetçi, ‘Bismillah’ deyip Diyarbakır’a yolculuk yapıyor.” Böyle düşünüp bazen kızsak da, aslında Diyarbakır’ın ne kadar önemli bir kent olduğunun özetidir. Bu ziyaretler, görüşmeler aynı zamanda zımni bir müzakeredir. Her ne kadar Kürt meselesinde tarafların arzuladığı çözümler olmasa da, süreçler kendi dönemlerinde heba olsa da, geleceğe atfen, çözüme dönük tecrübelerin oluştuğuna inanıyorum.

Cumhuriyetin birinci yüzyılında eşit yurttaşlık alanında başarılı olunmadığı gerçeğinden ikinci yüzyıla hazırlık yapılacaksa, tam da zamanıdır. 

Güçlü parlamenter demokratik rejime geçiş konusunda ortaklaşan muhalefet partileri ve güçleri; Kürt meselesinin çözümünde yasal/anayasal dayanaklar konusunda da ortaklaşabilir.  

Türkiye’yi kurtaracak, ileriye taşıyacak tek çıkış yolu devletin demokratlaşmasıdır. Devlet, Kürt meselesini çözdüğü andan itibaren demokrat devletler/ülkeler statüsündeyiz demektir. 

Tam da bu noktada söylemem gereken bir iki söz var, bizler de bu konuda ortaklaşalım.

Kürt meselesi, Güneydoğu meselesi yüzyılı aşan bir sorundur bu coğrafyada. Çözümü konusunda çok şey konuşuldu, yazıldı, çizildi

Konuşanlar, yani siyasetçiler, yani iktidara aday olduklarını söyleyenler; bu aşamada artık sorun dinleyen taraf olmamalıdır. Çözüme dönük kendi programları olmalıdır. İktidar olmaya aday bir parti ve yöneticileri, hala ‘Ne istiyorsunuz’ diye Kürt yurttaşa soru soruyorsa, çözümle ilgili vaatlerinin tamamı yalandır. Israrla sorun dinleyenlerin çözümlerle ilgili programları yoktur demektir. Israr ediyorlarsa, samimi değiller, dönemlerini kurtarmak için çözüme dönük cümleler sarf ediyorlar.

Türkiye’de ötekileştirilenler, halk/halklar, farklı kimliklere sahip yurttaş topluluğu, paketçi ve tokatçıları çok iyi tanıyor.

O nedenle; hepimizi kurtaracak tek formül, samimiyettir. 

Naci Sapan

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR