MHP lideri kendisinin ve partisinin geleceğini HDP üzerinden siyaset yaparak var etme çabası içinde. Bu var olma çabasını da AK Partiyi kullanarak yapıyor. HDP üzerinden var olma çabası boş bir çaba. Şehitlerin şahsında, ‘Vatan-millet-Sakarya’ edebiyatına sıkıştırılmış yalanlara kimse kanmıyor.

O nasıl bir kükremedir, o nasıl bir ruh halidir, o nasıl bir diş gıcırtısıdır ki, toplumu irite ediyor, Demokrasinin katline zemin yaratıyor. Bir mafya figürünün gölgesi eşliğinde devlet yönetiminde kendine pay biçen Devlet Bey, temelden hazır küçük bir kesimi ikna edebilir, ancak şimdiye kadar kendisini ve partisini destekleyen aklı başında insanları dahi ikna edemez, edemiyor da zaten. 

Bir mafyanın gölgesinde, diğerinin saldırısı altında politika yapmak, devleti yönetmek ya da yönettiğini zannetmek gibi bir gafletin içinde olmak hiçbir siyasetçinin tercih edeceği bir durum olmamalıdır. Maalesef Devlet Bey bu derin kuyunun içinde. Yetinmiyor, bizleri de içine çekmeye çalışıyor.

Ülke yangın yeri, açlık perişanlık diz boyu.

İşsizlik tavan yapmış, devlet soygun-talanla karşı karşıya, siyaset, mafyanın kenar mahalle jargonuna teslim olmuş durumda. Sahilde milyonlarca dolarlık kokainler yakalanıyor, sır oluyor, sesini çıkaran yok.

Bunların hiçbirine laf etmeyen, 10 bin dolar maaş alan ‘mafyamatik’ siyasetçiyle ilgili sesi çıkmayanlar, içine düştükleri çukurdan çıkmak için, akılları sıra zevahiri kurtarmak adına HDP’nin ipine sarılıyorlar. Bu ip kurtuluş ipi değil, aksine toplumu germek için uygulanmak istenen senaryonun bir sahnesidir. Bu sahnelerin tekrarına çok fazla tanıklık ettiğimiz için artık tutmuyor.

HDP’nin kapatılması kamu yararına değil, aksine zararınadır, demokrasiye, hak-hukuk-adalet normlarına darbedir. Türkiye’nin uluslararası itibarına darbedir.

Ne diyorlar; ‘Takke düştü kel göründü’.

Biz takkeyi de keli de görmüştük, önemli olan geniş halk kitlelerinin tanıklığıydı, o da oldu. Şimdi hep birlikte görüyoruz.

Kral çıplak.

Daha ne olsun.

Kurtuluş; güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistem.