Dünya’nın var oluşundan, yıkılışına kadar canlılığını yitirmeyen soyut şeylerden biri de dildir. Dil canlıdır. Bizler gibi yaşamaktadır ve en uzun süre yaşayan nesnedir.

Dil, insanların iletişim aracıdır. Toplumların var olma sebebidir. Bir halkın, kavmin; edebiyatının, sanatının, geleneğinin örf ve adetinin, kültürünün tarihte yer almasını sağlayan yaşatan kısacası dil toplumunu aydınlatan güneştir.

Diline sahip çıkamayan, onu kaybeden toplumlar yıkılmaya ve tarihin tozlu rafları içinde kaybolmaya mahkumdur. Çünkü bir halkın bırakacağı mirasın temelini dil oluşturur.

Diliniz ne kadar zenginse edebiyatınız, kültürünüz, sanatınız da o kadar zengin ve çeşitlidir. Gelecek nesillere bırakacağınız mirasta o kadar sağlamdır. Yani var olma sebebiniz dil güneşinizdir.

     Dünya üzerinde konuşulan, varlığını az da olsa korumaya çalışan toplam 7 bin 111 dil vardır. Kürtçe de bu dillerden biridir.

Kürtçe; Hint-Avrupa dil ailesine bağlı, Hint- İran dillerinin kuzeybatı İran koluna aittir.

Kürtçe zengin bir dildir. Kadim bir halkın kullandığı, aziz bir dildir. Bu dili kullanıp dünya edebiyatına, sanatına, kültürüne vs. katkıda bulunmuş birçok değerimiz vardır. Ve bizlerde onların mirasının bir parçası olan bu kadim dile sahip çıkmalı ve bizden sonraki nesillere aktarmalıyız. Bu hepimizin üstlenmesi gereken tarihi bir misyondur. Bu bilinçle Milli Eğitim Bakanlığının 7 Şubat’a kadar uzatılan seçmeli derslerde “Yaşayan Diller ve Lehçeler” seçmeli dersi için “Kürtçe” seçilmelidir.

Kürtçeyi belli bir kalıba hapis etmek ona haksızlık olur. Diller; ideolojilerin, dini kavramların ve siyasi faaliyetlerin üstünde var olan bir değerdir. Zira dil var olduğunda bu kavramların hiç biri yoktu. Onları doğuran dildir. Bundan dolayı dil baş tacı edilmeli ve hak ettiği saygıyı, değeri, ilgiyi görmelidir. 

     Dil Allah’ın, insanlara verdiği en güzel hediyelerden birdir. Bu hediye insanlara analarının ak sütü gibi helaldir. Şayet öyle olmasaydı yaratıcı dili var etmezdi, kendi emirleriyle çelişirdi. "...Ve birbirinizi tanıyıp, kaynaşasınız diye sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık..." Hucurât Suresi 13. Ayet.Tanışmanın aracı dildir.

Dil, bir toplumun kimliğidir. Kimliğini kaybeden toplumlar mülteci konumuna düşerler. Hürriyetsiz oradan oraya savrulup dururlar ta ki tarihten kaybolana kadar.

Dil, bir halkın geleceğidir, bu geleceği ipotek altına alamasınız. Dil, toplumların karakter kodlarını taşımaktadır, bu kodlarla oynayamazsınız. Dil, bir halkın güneşidir siz bu güneşin doğuşunu yasaklayamazsınız. Dil, bir toplumun var olma sebebidir, yok etmek dil katliamıdır.

Geç olmadan dilimize sahip çıkalım. Dil erozyonuna uğramasına, yozlaşmasına engel olalım. Yarın geç olabilir. İşe en geç 7 Şubat’a kadar başlayalım.