Halkın finali; 14 Mayıs
Kim seçilir, ne olacak, ekonomi düzelir mi, altın, döviz fiyatları daha ne kadar yükselir gibi toplumun ortak endişelerinin tavan yaptığı bir atmosferdeyiz. Aslında, hem iktidarın hem de muhalefetin bu yaralara parmak basarak, vatandaşın gelecek ile ilgili kaygılarına yönelik programlarını çok net ifade etmeleri gerekiyor.
Muhalefet, gelecek ile ilgili umutlu sözler sarf ederken, iktidar kanadından gelen ‘Tehdit’ açıklamaları, sandık güvenliği konusunda ciddi endişe yaratıyor. Kendilerinin belirlediği tarihe dahi demokratik bir seçimi baltalarcasına ifadeler kullanıyorlar.
Çok sinirli ve gerginler.
Kaybetmeyi içlerine sindiremiyor, saldırıyorlar.
Silahla, mermiyle tehdit ediyor MHP’nin başkanı.
Sormazlar mı adama (ki) adam olana soru sorulur. “Bu makamları, mevkileri, paraları, yönetme erkini, silah, mermi zoruyla mı aldınız da, bu yöntemleri yurttaşın gözüne sokuyorsunuz?”
Demokratik, laik ülkede, demokratik seçimlerin sonuçlarına 20 yıl önce rıza gösteren, yaşatılan bütün zorluklara rağmen, bu süreye katlanan yurttaş topluluğuna reva gördükleri, tehdit, şantaj oldu.
Özellikle, para, pul, ihale, rüşvet, devlet kasasından soygunlar ifşa oldukça daha da saldırgan tavır sergilemeye başladılar. Birlikte çaldıkları kişiler tarafından ifşa edilmiş olmaları, onları daha fazla saldırgan hale getiriyor, iktidarı bırakmak istemiyorlar.
Ama bu kişisel bir istek, arzu ile olabilecek bir şey değil ki!
‘Sandıkla gelen sandıkla gider’ gerçeğinin dışında hareket tarzının demokrasilerde, demokratik ülkelerde geçerli olmadığını biz de biliyoruz, onlarda biliyor.
Kaybettiler.
Onlarda biliyor
Bizde biliyoruz
Bu duruma ‘halkın finali’ diyorlar.
Halkın finali bu, kabul etmekten başka da yol yok.
Yolculuktan dönen birilerine hani diyorlar ya; ‘Yediklerin içtiklerin sende kalsın, gördüklerin anlat’…
Bunlarda anlatacak bir şeyde kalmadı, yolculuk da buraya kadarmış.
Miting alanları da durumu netleştiriyor.
Muhalefetin arka arkaya atakları karşısında gerileyen iktidar, seçime sayılı günler kala ‘havlu’ attığını hissettiriyor.
Son zamanlarda video kayıtlarından yansıyanlarla ilgili konuları hiçbir şekilde konuşmak, yazmak, gündeme dahi getirmek istemiyorum. Hakikaten çok çirkin, tahmin ediyorduk, ancak bu kadarını edemiyorduk.
Diyarbakır ve bölgedeki kayyumların yolsuzlukları, çalıp-çırptıkları, açıklananların yanında dilenciye verilen para gibi bir şey. Yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya doğru bir çark oluşturmuşlar, sistematik olarak soymuşlar.
Yazıklar olsun!
Bu finali hak ettiler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.