Görecelilik, değişim, yenilenme, kıvamına gelme, olgunluk ve hayat! (1)
İnsan gördükleriyle ve gördüklerini yorumlayabilecek deneyimleriyle sınırlıdır. Sorun olarak gördükleri, kendine dert ettikleri; kendi çapıyla orantılıdır; savundukları, karşı çıktıkları da öyle! Yani ne demek istiyorum? Savunduklarını, savunmasın; karşı çıktıklarına, karşı çıkmasın mı? Tabi ki hayır! Yaşayan insanoğlunun doğasına özgüdür, tepki gösterebilmek! Ben sadece hayat da, hayata bakış açısının da değişebildiğini söylemek istiyorum. Hepsi bu!
GÖZYAŞLARI ISLAKLIĞINDA
gözyaşları ıslaklığında bir akşam
ve gözlerimde biriken bulutlar var
bazalt taşlarının donmuş çığlıklarını duyuyorum
dicle balıklarının kederlerini
hevsel bahçesinin buruk hüznü kalbimi dağlıyor
kıyımdan artakalan ağaçların ağıtları kulaklarımda
amed’imin göğünde yıldızlar ki irem bağları salkımı
bir zamanlar bu göğün altında yaşayan halklar da öyleydi
anımsadıkça içim dolup dolup taşıyor da
bunları kirlenmiş insanlarla paylaşmıyorum
gözyaşları ıslaklığında bir akşam
ve gözlerimle biriken sular var
üstelik şu anda
ne hevsel bahçesi ne kırklardağı
ne dicle’nin önünde ne de hazar’ın kıyısında
öyle serin ve ıslak bir anın kayalıklarında
öyle mahzun ve yalnız…
gözyaşları ıslaklığında bir akşam
ve gözlerimde biriken yıldızlar var
kalbimde hırçın dalgalar ve çıldırtan bir gitar
kulaklarımda attığım nârâlar ve kahkahalar
biliyorum hayat boyu en güzel ve en yenik
anılar, aşkların resmi geçidi ve üst üste
yani hüzün
kocaman ayaklarıyla kalbimin üstünde tepinmekte
gözyaşları ıslaklığında bir akşam
ve gözlerimde kıvılcımlar var
dünya kafamı bozuyor
bir zamanlar kelebekleriyle aklımı kamaştırırdı
şimdi sırtlanlarıyla beni kuşatıyor
bu can ki spartaküs’ün zarok’u
bedenim ki bir hüzün senfonisi
amed’in dolunayı aklığında
dicle’nin suları yumuşaklığında kalbim
hayat boyu en güzel ve en yenik
yakıcı ihanetler denizinde bir aysbergim
gözyaşları ıslaklığında bir akşam
ve aklımda küçülenler var
biliyorum yaşayarak öğrendim
insanların kötülükleri yetersizlikleri oranındadır
beko ewan’lar bir yana
kurumlarımız bile sömürge zihniyetli
korkuyorlar sol tarafında yürek taşıyanlardan
amed’in ölümsüz şarkılarından korkuyorlar
hayat boyu sloganım değişmeyecek
büyümeyen o asi bağlar çocuğu olmak
diyarbakır’ımda
yaşıyor ve yazıyorum
kralına kadar…
gözyaşları ıslaklığında bir akşam
ve gözlerimde haklılığın küstahlığı var
alçakların canı cehenneme
aklımda şiirler ve aşklar var
AYDIN ALP
YALNIZ DÜŞENLERE AĞIT – DİCLEM SAHAF YAYINLARI – 2007
RUHLAR MAHŞERİ (TOPLU ŞİİRLER) – J&J YAYINLARI - 2015
Hayatın muhasebesini yapabilmek, önemlidir. Önceki yıllarda bizi çok üzen bazı şeylere, gülüp geçtiğimiz oluyor! Şimdilerde canımızı çok sıkan bazı şeylere, belki yarınlarda güleceğiz! Bu hep böyledir, böyle oluyor demiyorum, demem de. Ama bazen gerçekten, kendimize dert ettiğimiz kimi şeylere şaşırdığımız olabiliyor! Hayat, güncelleniyor. Değişim, kaçınılmaz bir yasa. Bütün değişimler de ideal olmayabiliyor! Toplumlarda da, insanlarda da güncellenmek önemli ve gereklidir de!
İnsanoğlu, kendi gözleriyle görüyor! Ne yani insan, kendi gözleriyle görmesin mi? Hayır, bunu demiyorum! İnsanoğlu tabi kendi gözleriyle görecek! Ama aynı şeye bakınca bile aynı şekilde görmeyebiliyor insanoğlu! Bir de başka zamanlarda bakınca başka başka da görebiliyor! Bir de insanın kendisini başkasının yerine koyup bakabilirse ne göreceğini bir düşünelim! (ARDI VAR)
Kokmuş, çürümüş, dağılmış toplumsal yapımızdan ve sorunları ağır günümüzden, biraz uzak tutalım kendimizi diyorum. Mümkün değil! Ne yazarsam yazayım, nerede olursa olayım; asla çıkmıyor kafamdan kaygılar! Zaten çıkmasın da! Toplumumuzdaki bu acılı kıvranmalar, umarım hayırlı bir dönüşümü imliyordur! Barış içinde, bir üretim seferberliğinde ve herkesin kendi olabildiği eşit ve özgür koşullarda bir hayat dileğiyle sevgiler, saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.