Mümin Ağcakaya

Mümin Ağcakaya

FİLİSTİN- İSRAİL SORUNUNU KİMLER ÇÖZECEK?

FİLİSTİN- İSRAİL SORUNUNU KİMLER ÇÖZECEK?

 

 

            FİLİSTİN- İSRAİL SORUNUNU KİMLER ÇÖZECEK?

                                                                                              MÜMİN AĞCAKAYA

Orta-Doğu’da tarihselleşen çelişki ve savaşlardan biri olan İsrail-Filistin sorunu çözüm beklemektedir. Zaman zaman gündemden düşmüş olsa da öneminden bir şey kaybetmedi. Karmaşıklaşan ilişkiler yumağı içerisinde, Filistin-İsrail sorunu Orta-Doğu’nun kilit taşlarından biri oldu. Bu problem, Orta-Doğu sorunlarıyla öylesine iç içe geçti ki; adeta çözümü de birbirine bağlandı. Sadece bölgenin değil, dünya da barışını ve huzurunu da yakından ilgilendiren sorunlarından biri oldu. Dolayısıyla dünyanın hâkimi olan; ABD’den Rusya’ya kadar bütün büyük güçler de bölgeye ilgilerini eksik etmedi. Bu güçler Orta-Doğu sorunlarıyla, hem yakından ilgilendiler hem de içlerinde oldular.

Bu kadar karmaşıklaşan ve iç içe geçen sorunlar nasıl ve kimler tarafından çözülecektir? Bölgenin zenginliklerine göz diken, jeopolitik konumundan dolayı etkinliğini kaybetmek istemeyen, aynı zamanda yaşanan sorunlara kaynaklık da eden; bölgede ki varlığını bu ve benzeri sorunlara dayandıran; dolayısıyla bölgeden ve sorunlardan, elini eteğini çekmeyen güçler mi çözüm bulacak? Yoksa tüm bu sorunların birinci derecede muhatabı olan halklar mı?

2. Dünya savaşı döneminde Hitler Almanya’sının büyük gazabına uğrayan Yahudilere tarihin en büyük soykırımlarından biri uygulandı. Yüz binlerce Yahudi gaz odalarında yakılarak küle ve dumana dönüştürüldü. Trajik bu olay insanlığın vicdanında derin yaralar açtı. Savaş sonrası bu soruna, Filistin topraklarında bir yurt oluşturma bir çözüm olarak bulundu. Yahudilerin geçmişte terk etmek zorunda kaldıkları topraklara geri dönüşü başladı. Bu geriye göç zamanla Orta-Doğu’nun önemli sorunlarından biri haline dönüştü. Yerleşim alanlarını sürekli büyütme eğiliminde olan Yahudiler, devletleştiler ve egemen güç haline geldiler. İzledikleri politikalarla Filistinlileri ötekileştirdiler. Oluşturdukları Siyonist politikalarla; geçmiş tarihsel süreçte topraklarını terk etmelerinin ve Hitler Almanya’sında uğradıkları zulmün misillemesini Filistinlilerden çıkarmaya çalıştılar. Adım adım Kutsal olarak gördükleri topraklarda genişleme politikasını hayata geçirdiler. Filistinlilere yaptıkları uygulamalar yıllardır, dünya medyasına yansımaktadır. Uygulanan şiddet ve göçertme uygulamaları, İsrail’deki duyarlı, insancıl, demokrat Yahudilerin bile tepkisini çekti. Hükümetlerinin bu politikalarını onaylamadılar.

 Savaş ve şiddetin yoğunca yaşandığı dönemlerden geçen Filistin ve İsrail arasında Oslo’dan Camp David’e kadar yürütülen diplomasi ve çözüm görüşme ve ilişkileri belli bir gelişme ortaya çıkarmış olsa da, kalıcı bir çözüme kavuşturulamadı. İsrail yayılmacı politikalarından vazgeçmedi. Sömürge politikalarını acımasızca uyguladı. Birçok mülteci kamplarını hatta Gazze gibi kentleri bile tecrit altına alındı. Ambargo uyguladı. Çok zor koşullarda yaşam savaşı sürdürmeye çalışan Filistinli mülteci kamplarına uygulanan tecrit politikaları, buralarda barınmak zorunda kalanların yaşamlarını daha da zorlaştırdı. Ayrıca dayatılan bu kötü yaşam koşullarını kabul etmeyenlere karşı uyguladığı şiddet, dünyada da çok tepki çekti. Bir dönemin mazlumu olan toplumdan; nasıl zalim bir yönetim ve sistemi kendi içinden çıkardığını dünyanın duyarlı insanları anlamakta epey zorluk çekti.

            Günümüzde; bir dönem Filistin sorunun savunucusu ve arkasında olduğunu gösteren; Mısır’dan Suudi Arabistan’a kadar birçok Arap ülkesinin artık eski destek ve savunma konumunda olmadığını görmekteyiz. Kendilerini Filistin sorununda destek ve savunma konumunda görenlerin bu konuda samimi olmadıkları daha iyi anlaşılmıştır. Kendilerini konjöktür gereği veya kendi iç ve bölge sorunlarında bir ara katman olarak gördükleri anlaşılmaktadır. Hatta bunlardan bazılarının, İsrail’in politikalarına destek konumunda olduğunu görmekteyiz.

Dolayısıyla Orta-Doğu sorunu ve geleceğini de ilgilendiren Filistin-İsrail sorununun kalıcı bir çözüme kavuşması; ne ABD’de Trump’ın aldığı tek taraflı karar, ne Rusya lideri Putin’in alacağı tutum; ne de başka merkezlerde alınacak olan kararlar, Filistin ve Orta-Doğu’da demokratik bir çözümü getirecektir. Doğru, kalıcı ve demokratik çözüm ancak; her iki halkın kendi arasında varacakları uzlaşıyla olacaktır.

Orta-Doğu yumağındaki sorunlardan biri veya Filistin’e bulunacak çözüm  domino veya kelebek etkisi yaparak, bölgeyi yeni bir sürece sokacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mümin Ağcakaya Arşivi
SON YAZILAR