Bêjdar Ro Amed

Bêjdar Ro Amed

DOĞAL GELİŞİMDEN KOPMAK -1-

DOĞAL GELİŞİMDEN KOPMAK -1-

İnsanın insan olma serüveni, uzun bir süreci kapsar. Primatlaşmanın gelişimi ve insanın daha ileri bir noktaya ulaşması, 7 milyon yıl önceye dayanır. İnsansılaşmanın ilk belirtilerini bu süreçle ele aldığımızda, insan olarak belirginleşen özellikler Homo Habilis ile başlar. Bu süreç milattan önce 15 binli yıllara kadar gider. Toplayıcılık ve avcılık, bu dönemlerin gelişkin yaşam biçimleridir.

Avcılık ve Toplayıcılık

Avcılık daha çok erkekle özdeşleşirken, toplayıcılık ise kadın eksenli bir yaşam biçimi olarak belirginlik kazanır. Toplayıcılık kültürü, avcılık kadar hareket getirmez. Yerleşikliğe daha yakındır. Avcılık, bulunduğu alanlarda hareketi yaratır. Bulundukları mekandan uzaklaşmaları ve takibi gerektirir. Toplayıcılık ise çevreyi tanımayı, toprağa dokunmayı, öğrenmeyi ve onlarla iç içe geçmeyi gerektiren bir çalışmadır. Avcılık kültüründe, avına odaklanmak öndeyken; toplayıcılık kültüründe ise bulunduğu çevreye dikkat kesilmek esastır. Bu, yurt edinmenin, yurtlaşmanın da başlangıcını oluşturur. Avcılık, erkek zihnini geliştirip güçlendirirken, toplayıcılık, kadın zihnini geliştirir. Her iki kültürde de dikkat vardır. Dikkat, zihnin gelişimini koşullar. Bilinçlenme ve yetenek, bu dikkatin oluşması ile gelişir.

İnsan Zekasının Düzeyi

Potansiyel olarak, insan zekası olabildiğince gelişkindir. 13-14 milyar yıllık evrensel gelişimin ürünüdür. İnsan beyni, evrenin bu gelişimi ve evrimsel sürecin bu niteliği ile ortaya çıkmıştır. Bu potansiyelin açığa çıkması, kendini görünür kılması, insanın yaşamış olduğu yaşamsal zorluklarla açığa çıkar.

Zeka ve Zihin

Zorluklarla baş etme ve tıkanıklıkları aşma, zekayla mümkündür. Zeka, bu zorlukları aşmanın sanatıdır. Zihin ise bir birikim sürecidir. Yaşanan deneyimler, zihinde bir birikime yol açar. Bu birikimin kendisine zihin diyoruz. Bilgiyle hareket etme bu zihnin alanı içindedir. Zeka, engelleri aşarken, zihin ise aşılan bu engelleri inşa etme sürecidir. Doğadaki her veri birer deneyim olarak beyne işlenmekte ve birer eylem tasarısı olarak doğaya geri dönmektedir.

Toplayıcı Yaşam

Toplayıcı yaşam, insan ve toplum gelişiminde belirgin bir yere sahiptir. Doğayla içiçe olmak, tanımak, bilmek, yaşamsal bütünlüğe kavuşmak ve yaşamını sürdürebilmek için ondan faydalanmak olması gerekendir. İnsan bu deneyimlerle, bu eğitimlerle insan olma sürecini hızlandıracak ve toplum olma bütünlüğüne kavuşacaktır.

Kadın ve Yaşam

Kadının, içinde olduğu her eylem, yaşamı inşa etmede belirgindir. Yenilebilecek bitki ve meyvelerin ayrıştırılması, topraktan gelen ürünün tanınması, hayvanların evcilleştirilmesi bu dönemin ilk adımlarıdır. Kadın ve yaşamın doğa ile bütünlük içinde olması, anlamlı yürüyüşün kendisidir.

Avcılık ve Yaşam

Avcılık, yaşam ve kadın çalışmalarından ayrışır. Avcılık doğadan kopmanın, ayrışmanın, sapmanın ve yabancılaşmanın faaliyetidir. Erkek, elde etmiş olduğu avcılık yaşamıyla bir kültür yaratır ve bunu güçlendirir. Hatta amacını fazlasıyla aşan bir yaşam haline getirir. Bu, ihtiyaç ötesi bir çalışmadır. Kurulan tuzaklar, avlanma metotlarının geliştirilmesi, yeni pusu icatları, öldürücü ve yaralayıcı silahların (ok, balta ve benzeri aletler) yapılması, bir sapma kültür oluşturur. Hayvanları uçurumlara sürükleme ve bu yöntemle avlama, insanın kendine yabancılaşmasını da getirir.

Sapmanın Derinliği

İnsanın evrimsel gelişiminde, avcı yaşamını, insan olmanın ve insan toplumsallığının dışına çıkma eylemi olarak değerlendirmek daha anlamlıdır. Otobur canlıları göz önüne aldığımızda, et yemenin zorunlu ve olmazsa olmaz bir eylem olmadığını görüyoruz. Zaten, insan canlısı otobur olduğundan, et yemesi bir zorunluluk değildir. Bilim insanlarının yapmış oldukları incelemeye göre otobur canlıların uzun bağırsakları, etobur olan canlıların ise kısa bağırsakları vardır. İnsan, bu özelliğiyle otobur sınıfında yer almaktadır. Doğa ve canlı yaşamından bağı koparan, avcılık kültürüyle gelen, yaşamdır. Bu, insanın kendini ve toplumunu bitirmesine yol açmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bêjdar Ro Amed Arşivi
SON YAZILAR