Diktatörlük ve yoksulluk
Önceleri Kabil'de hâkimiyetini sürdüren Taliban, iki yıl önce iktidarı ele geçirip Batılı askerlerin Afganistan'dan çekilmesiyle, ülkesindeki durumu gözden geçirelim.
Uluslararası toplum, yönetimlerini resmen tanımıyor ve Batı'nın etkisi azaldı. Fiilen kendi hallerine bırakıldılar.
Afganistan şu anda teokratik bir diktatörlük altında yönetiliyor. Taliban, kendisini devirebilecek önemli bir muhalefetle karşı karşıya değil. İdeolojik olarak güçlü liderler, Taliban'ın yanında saf tutarak kendilerini koruma yolunu seçti. Ayrıca, IŞİD gibi silahlı gruplarla mücadele ederek kendi güvenliklerini artırdılar.
Kızılhaç'ın Afganistan elçisi Alberto Cairo, "ülkenin göreceli istikrarının Afgan halkına pek bir fayda sağlamadığını" ifade ediyor.
Özellikle kadınlar ve kız çocukları için koşullar daha da kötüleşti. Üniversite eğitimi hayal dahi olmanın yanı sıra üst seviyedeki okullara bile gidememektedirler ve yanlarında refakatçi olmadan ülkede dolaşmalarına izin verilmemektedir.
Dünya Bankası raporları, enflasyonun düştüğünü, parasal istikrarın sağlandığını ve vergi gelirlerinin arttığını yazmaktadır. Bu doğru olabilir, ancak milyonlarca insan hala yoksulluk içinde yaşamaktadır. Ülkede hiçbir zaman bu kadar fazla yoksul olmamıştı. Bölgedeki sermaye zengini ülkeler, kötü bir ekonomiyi ayakta tutmak için yatırım görüşmeleri yapmaktadırlar.
Şiiler ve İsmâilîler’i kâfir olarak adlandırılıyorlar bundan da taviz vermiyorlar. …Mollalar ve Mevleviler, İslam’ın kutsal metinlerini diledikleri gibi yorumluyor, tartışmaya açmıyorlar.
Taliban, tüm Afgan halklarının desteğini iddia etse de, iktidarda egemen olanlar Peştunlar, Tacikler, Hazaralar ve Özbekler'i dışlamaktadırlar.
“Taliban, Müzakereleri bile kabul etmeyen bir tavırla, karşılığında hiçbir taviz vermeden, Afganistan’ın dondurulmuş milyarlarca dolarlık varlığı üzerinde hak talep etmektedir.
Yukarıda da belirttiğim gibi, ellerinde başka bir seçenek yokmuş gibi, Batının elini çektiği Afganistan’a Biden yönetiminin herhangi bir şey yapmaya niyeti yok. Almanya ve diğer AB ülkeleri de, ABD’nin izinden gidiyor.
Bunu bilen Taliban da, ABD ile Avrupa arasında bir ayrım yapmamaktadır.
Dolayısıyla Uluslararası güçler Afganistan’ı Taliban’a bıraktılar.
Taliban’ı kendi başına bırakmak uluslararası güçleri daha iyi hissettirecek gibi görünebilir, ama bunun bedelini “hak etmeyen insanlar” ödüyor.
İnsani yardım mağdurlarını desteklemek göz boyamadan başka bir şey değil.Bu onların acı çekmesine neden olan,Taliban rejimi meşrulaştırmak anlamına gelir.
Hâlbuki, şu anda izolasyondan faydalanarak ülkeyi sessizce Orta Çağ'a döndürmeye çalışanların engellemek için en azından pragmatik davranmalı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.