Deprem, çadır kent, eleştiri!

‘Devlet yurttaşının can ve mal güvenliğinden sorumludur’ gerçeğinden hareket ettiğimizde, işte şimdi, tam da zamanı, yurttaşına karşı sorumluluğunu tartışmasız yerine getirmelidir. 10 il bu sorumluluğun yerine getirilmesini bekliyor.

Böyle bir süreci beklerken neler oluyor?

Gelin bakalım…

Hatay, Maraş, Malatya, Adıyaman, Diyarbakır’da ve diğer il ve ilçelerde, köylerde kaybettiklerimizi ne maddi ne de manevi anlamda geri getirme şansımız yok.

Bu nedenle; ileriye bakacağız.

Ancak, mevcutta neyi nasıl yapacağımıza dair de toplum olarak sağlıklı kararlar vermeliyiz.

Bundan sonraki süreç, son derece önemli; Yapılanlar, yapılacaklar, destekler, yardımlar, yeni yaşam alanları, yeni bir yaşam pratiğinin nasıl olması gerektiği konusunda kararların, sağlıklı, ortaklaşarak verilmesi gerekiyor.

‘Ben yaptım, o yapamadı’ anlayışı ile felaket sonrasını organize etmek, sağlıklı bir güzergâha oturtmak mümkün değil. Yeni yapılacak konutlar, kira meselesi, taşıma-nakliye konusu gibi toplumsal aciliyeti söz konusu olanlar, acil çözüm konularının başında geliyor.

İnsanlar evsiz, barksız, eşyasız ne yapacağını şaşırmış durumda, aynı zamanda toplumsal bir travmanın muhatapları konumundayız. Bu nedenle sözlerimiz, konuştuklarımız, eleştirilerimizi de toplumsal fayda adına yapmak durumundayız.

Bunlar genel doğrular, konuşmamızda sıkıntı yok.

Özel dede dikkat etmemiz gereken şeyler var.

Örneğin; Dicle nehri kıyısında kurulan çadırkent ile ilgili yapılan açıklamalar doğrusu bizi korkutmuştu. ‘Baraj suyu altında kalabilir, sağlıksız alan’ gibi açıklamalar yapıldı.

Sonuçta, alt yapısı hazırlanmış, çadırlar kurulmuş, vatandaşlar yerleştirilecek ve uzun süre yaşamlarını burada sürdürecekler.

Eğer, sağlıksız ise, su baskınına maruz bir alan ise, insanlarımızı neden tehlikenin ortasına atalım ki, dedik, Tigris Haber olarak arazinin sahibiyle görüştük. İş insanı, GÜNSİAD eski Başkanı Mücahit Can’a ait bir arazi. Uzun zamandır kendi imkânı ile bu bölgeyi ıslah edip, sosyal donatı alanı yapmak istediğini biliyorduk.

Bir de kendi ağzından duyalım istedik, konuştuk, açıklık getirdi, maddeler halinde sıralayıp, irdeledik, kamuoyunun dikkatine sunduk.

Çadırkent sorusuna Mücahit Can dan 10 cevap çıktı.

1-Su baskını olması çok zor, nehir yatağından yüksekte

2-Alt yapısını hazırlamıştım, eksikleri tamamlamıştım, sosyal tesis düşünüyordum

3-Diyarbakır ticaret ve Sanayi Odası fuar alanı olarak talep etti, arazinin yarısını istediler, böldürmek istemedim.

4-Tehlikeli bölge olsa DTSO neden talep etsin?

5-Eleştirenler, inanıyorum ki, oraya hiç uğramayan arkadaşlardır.

6-Belediye talep etti, anne-babamın hayrı olsun diye, bedelsiz verdim.

7-Eleştirenler dâhil, hangi dernek, STK depremzedeler için isteseydi, onlara da verirdim araziyi.

8- Dünyanın her yerinde insanlar su kenarlarını yaşam alanları olarak tercih ederler

9- Türkiye'de kurulacak çadır kentler içerisinde örnek olabilecek bir yerdir.

10-Lokasyon olarak en güzel yerdedir.

Daha çok tartışılacağını bildiğimiz için, oraya yerleşecek vatandaşların tedirginliğini gidermeliydik, bu nedenle arazi sahibini aradık ki, durum şeffaflık kazansın. DTS O’nun fuar alanı olarak burayı talep etmesi benim için yeterli bir referans oldu, depremzedeler için de olmalı diye düşünüyorum.