Erzincan’daki altın madeninde göz göre gelen facia üzerine yapılan tartışmalar şimdilik güncelliğini korusa da bir süre sonra unutulacaktır. Ancak bizim Çernobil’imiz diye değerlendirilen bu facianın yaratacağı sonuçlar bu ve buna benzer madenlerin insana, doğaya verdiği ve vereceği yıkımlar kendini yeniden hatırlatacaktır.

Buna benzer maden şirketleri, maden çıkardıkları alanlarla işi bittikten sonra geride ciddi bir çevre sorunu bırakarak başka alanlara yönelmektedirler. Yaşamımızda çok da lazım olmayan altın gibi madenlerin çıkarılmasında kullanılan yöntemler toprağı doğayı, havayı zehirlemekte ve insanların sağlığına da ciddi zararlar vermektedirler. Bunun için dünyada altın madeni çıkarılan alanlara bakıldığında şimdi değil ot hiçbir canlının sağlıklı yaşayamayacağı zehirli topraklar bırakmaktadırlar. Birkaç gram altın için o topraklarda bir daha tarımın yapılamayacağı, havasının teneffüs edilemeyeceği ölü bir coğrafya bırakmaktadırlar.

Erzincan İliç’tekine benzer onlarca madenin olduğu açıklanıyor. Her tarafımızı saran bu maden şirketleri yarın işleri bittiğinde çekip gidecekler. Geride kimsenin kullanamayacağı, hatta yanından bile geçemeyeceği zehirli topraklar kalacak. İliç’teki madende çalışan birinin ifadesinde asit havuzunun üzerinden geçen kuşların bile düşüp öldüğünden bahsediyordu. Üzerinden kuşların bile geçemeyeceği topraklar insanlar için neye yarayacak.

Bin yıllardır insanların ekip biçtiği topraklar, hayvanlarını otlattıkları meralar, derelerden içtiği sular bir süre sonra onlara ölüm kusacaktır. Hâlbuki bu topraklardan şimdiye kadar o madende çıkarılan altın vb. madenlerden daha fazla getirisi olan bu zenginliklerden vazgeçmek ilerde çok pişman olunacak ama iş işten geçmiş olacak.

Çernobil faciasından sonra Karadeniz sahillerinde kanserden hayatlarını kaybedenlerin istatistiği tutuldu mu acaba? Gelecekte hatta yaşadığımız dönemde bu tür maden bölgelerinde kaç kişi hayatlarını kaybediyor. Bunlar fazla bilinmiyor. Doğayı, doğal yaşamı bozduktan, hayat bulduğumuz toprakları kullanılamaz hale getirdikten sonra her halde toprağında, havanın da suyunda bize bir yanıtı olacaktır.