Demirtaş’ın 6’lı masa ayarı!
Selahattin Demirtaş cezaevinde geleceğe dönük liderliğini perçinleyecek ataklar yapıyor. Muhalefet partilerinin değişimden yana olan yüzde 70’lik hazır bir kitleyi henüz konsolide edemediğinden söz eden Selahattin Demirtaş’ın, artı gerçekte yayınlanan manifesto niteliğindeki yazısını birkaç kez dikkatle okudum.
Hiç tanımadığınız birilerinin yazdığı doğruları belki temkinli karşılayabilirsiniz, ancak tanıdığınız birinin yazdığı doğruları analiz ederken buna gerek yoktur, onun sözlerini, söylemek istediklerini, anlatmaya çalıştıklarını daha kolay, net ve çabuk algılarsınız.
Demirtaş bizim için ikinci kategoridedir. Yani hem şahsi hem de toplumsal manada çok iyi tanıyoruz, söylemlerine de bir demokrat, bir sosyalist olarak inanıyor ve güveniyorum. Bu ülkenin insanları, din, dil, ırkı ne olursa olsun, yüzde 70 çoğunluk, bugünkü iktidardan kurtulmak istiyorsa aslında muhalefetin işi çok kolay.
Hazır bir araya da gelinmiş, 6’lı masa diye bir de ortaklaşma yaratılmış.
Geriye ne kalıyor?
Samimiyet.
Selahattin Demirtaş ta ondan söz ediyor aslında.
‘Her şey hazır, siz ne yapıyorsunuz’ diye soruyor!
Şimdiden herkes kendi siyasi ikbali ile ilgili hesap-kitap yapıyorsa, işimiz zor, ayrıca onlara da kalacak bir siyasi ikbal de olamayacak zaten.
Demirtaş’ın yazısındaki şu bölüme bir bakalım;
“Yüzde 70’lik bir kitle artık net olarak değişimden yana ve gözünü muhalefete dikmiş, bir çözüm bekliyor. Peki, muhalefet bu yüzde 70’lik kitleye ne diyor? İşte sorun da burada. Henüz derli toplu şekilde bir arada duracak ve ortak bir söylem üretip ortak bir sloganda “Voltran”ı oluşturamadıkları için aslında hiçbir şey söylemiyorlar. O kadar çok ve gereksiz şeyi tam bir kakafoni şeklinde söylüyorlar ki, sonuçta hiçbir şey söyleyememiş oluyorlar.”
Diyor ve yazısını şöyle bitiriyor;
“Tek bir soruyla bitireyim.
Şu perişan haldeki on milyonlara bakıp da hiç mi utanmıyorsunuz?
Ben siyasetçi olarak çok mahcubum, hapiste bile utanıyorum.
Meğer siz kararsız seçmenden daha kararsız mısınız?
Lütfen artık kendinize gelin.
Durumun vahametine ve ciddiyetine uygun bir duruşla ortak ve somut bir mesajda buluşup memleketi uçurumun dibinden çıkarın.
Sorumluluk da vebal de hepinizdedir.
Biliyorum, yapabilirsiniz.”
Cezaevindeki bir liderin dışarıda özgürce dolaşan, çalışan, propaganda yapan liderlere yönelik söyledikleri çok önemli, aynı zamanda manifesto niteliğinde, bir de halkın taleplerini içeriyor.
Bir yurttaş olarak, bir gazeteci, bir de Cumhuriyet Halk Partisi üyesi bir birey olarak ülkenin ve halkın huzura, güvene kavuşması için, çocuklarımızın geleceği için Demirtaş’ın manifesto niteliğindeki tespitlerine katılıyorum ve destekliyorum.
O hapiste olduğu halde ‘mahcubiyetini’, ‘utancını’ bizimle paylaşıyorsa, bizler dışarıda bu mahcubiyeti ve utancı birkaç kez fazla duymalıyız ve gereğini yapmalıyız.
Daha da açık yazayım; 6’lı masanın ülke gerçeklerinin etrafında dolaşarak, arkasına dolanarak 3 puan alma gibi bir şansı olmadığı gibi ‘ipe un serme’ gibi bir şansı da yok. Katalizör gücün Cumhuriyet Halk Partisi olduğu gerçeği göz ardı edilmeden, eğmeden, bükmeden, ortaklaşarak değişim isteyen yüzde 70’lik halk kitlesine birlik, beraberlik mesajları verilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.