Bütünsel gelişim
Gençlerimizin bütünsel gelişimi bizler için son derece önemlidir. Bu sebeple onlara, kendilerinde ya da başkalarında anlamlı ve değerli bir şey olması için her bir gelişim parçasının birlikte nasıl çalıştığını görünür kılmak ve buna yönelik destekler sunmak çok önemlidir.
Bir insan genel olarak 0-14 yaş arasında, birey olma, kimlik oluşturma evresini yaşar. Bu yaş aralığındaki gelişimlerin özel doğası sebebiyle bilişsel, duyuşsal ve fiziksel gelişimin eş güdümlü ilerlememesi durumunda bu alanlarda yaşanabilecek sıkıntılar geri dönüşü olmayan sonuçlara neden olabilir.
Bütünsel gelişimin en önemli unsuru, holistik eğitimin etkin olarak gerçekleştirilmesidir. Bir başka ifadeyle, bilişsel, duyuşsal, fiziksel ile dilsel gelişime dönük eğitimin eş zamanlı ve dengeli bir biçimde verilmesi gerekir.
Holistik eğitim; bireyin çok yönlü olarak eğitim almasını amaçlayan bir eğitim yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, bireyin tüm gelişim alanlarının eşit biçimde gerçekleştirilmesi gerektiğini savunur.Bu çerçeveden bakınca bütünsel gelişimde amaç, bireyin tüm alanlarda gelişim göstererek olumlu bir özne olmasının sağlanmasıdır.
Eğitim kademelerini temel aldığımızda, bireysel gelişimin aşamalı olarak gerçekleştiğini görmekteyiz. Somut evreden soyut evreye doğru gelişen birey, tek yönlü bir süreç yaşaması durumunda sağlıksız durumlar oluşabilmektedir. Erken çocukluk dönemi, psikomotor gelişimin yanında duyuşsal gelişimin desteklenmesi, bilişsel gelişime de katkı sunacaktır. Öte yandan erken çocukluk döneminde dilsel gelişim son derece önemlidir. Yine diğer gelişim alanlarının sağlıklı ilerlemesi, dilsel gelişimide olumlu etkileyecektir. Hem erken çocukluk dönemi için hem de son çocukluk dönemi için olsun, gelişim alanlarının niteliği ile bunların bir birini desteklemesi kimlik gelişiminin olumlu yönde oluşmasına katkı sunar.
Bütünsel gelişimieğitim kademelerinde daha spesifik olarak ele aldığımızda, okul öncesi eğitim basamağındanüniversite eğitimine kadar ki tüm eğitim- öğretim aşamalarının bütünselliğinin ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz. Çoklu zekâ yaklaşımının temel dayanağı olan ”her birey doğuştan tüm zekâ özellikleriyle doğar ve içinde bulunduğu ortamın etkisiyle bazı yönleri gelişir bazı yönleri geride kalır” görüşü açısından baktığımızda, çok yönlü bireylerin gelişimi ancak bütünsel yaklaşım ekseninde gerçekleşecek eğitimle mümkün olabilir. Bütünsel gelişimde, tüm gelişim alanlarının dengeli ve eş zamanlı yapılması temel alındığından, bireylerdeki tüm becerilerin bu anlamda açığa çıkabileceği savunulur. Öte yandan ön plana çıkabilecek becerilerin birbirini desteleyecek diğer becerilerle daha nitelikli gelişimin olacağı vurgulanır. (doğuştan gelen özelliklerin bu şekildeki bir gelişim çizgisiyle, bir tarafın ön plana çıkmasıyla diğer tarafların sönmeyeceği ifade edilir)
Bütünsel gelişimi daha iyi anlamak için düşünsel olarak hem holistik eğitime hem de bütünsel gelişime temel oluşturan bütünsel yaklaşımın ana düşüncesinin ne olduğuna kısaca değinmekte fayda var.
Bütünsel yaklaşım, sistemi oluşturan parçaların, parçalar arası ilişkilerin ve çıkabilecek sorunların birbirinden ayrılmayacağını kabul eder.Yani kendi içinde bir parçadaki sorunun çözümü diğer bir parçanın varlığına bağlıdır. Burada parçaların ahengi, birbirini desteklemesi oldukça önemlidir. Aslında bireysel gelişimde de temel mantık buna dayanır. Söz gelimi, bilişsel gelişimi duyuşsal gelişim destekler. (Aynı durum tersi durum içinde geçerlidir)
Gelişim alanlarının bütünlüklü olarak eş zamanlı ve dengeli bir şekilde gerçekleşmesi, bireyin daha sağlıklı olmasını sağlar.(Her alanda bilgili ama bir alanda uzman bireyler bu anlayışla gelişebilir)Bu açıdan baktığımızda eğitimin tüm kademelerinde bu dengenin iyi sağlanması gerekir.Sınavlara endeksli hale gelen eğitim sistemimizde Özellikle lise giriş sınavına ve üniversite giriş sınavlarına hazırlanan öğrencilerimizi dikkate aldığımızda, onların yaşadığı tek yönlü gelişim ve monotonluk kişisel gelişimlerini oldukça olumsuz yönde etkilemektedir.Bu durum gençlerimizin, gerçekpotansiyellerinin açığa çıkmasını engellemektedir. Yaşamlarının en önemli dönemlerinde sadece sınava dönük bir yaşam, onlarda telafisi mümkün olmayan zihinsel ve psikolojik sorunların oluşmasına sebep olabilmektedir.Gençlerimizin gelişimi, sadece sınav sistemine birey hazırlamaktan ibaret olmamalıdır.Bireysel gelişimlerini tüm yönleriyle desteklemek en önemli sorumluluklarımızdan biri olmalıdır.Ancak bu şekilde kendisiyle barışık bireylerin yetişmesini sağlamış oluruz.
Bütünlüklü gelişimi, sadece yaygın örnekler üzerinden ele aldığımızda bile hayatın her alanında nasıl bir tablonun olması gerektiğini ortaya koymak çok daha kolay olacaktır. Hangi yaşta olursak olalımbilim, kültür, eğitim, sanat, spor vb. alanlarla iç içe olmayan, bunlardan izole olanların sağlıklı olması beklenemez.
Bireysel gelişim alanları olan bilişsel, duyuşsal, fiziksel ve dilsel gelişim alanları bir bütün olarak ne kadar önemliyse, toplumsal gelişimin tüm dinamikleri olan bilim, kültür, ekonomi, eğitim, sanat ve diğer alanların bütünlüğü de o kadar önemlidir. Burada esas olan şey, parça bütün ilişkinin sağlanmasının önemidir. Yaşam tıpkı pazılın parçaları gibidir. Bireysel ve toplumsal gelişimin sağlıklı olabilmesi ancak tüm dinamiklerin dengeli gelişimiyle mümkündür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.