Aziz ERİM

Aziz ERİM

BU TOPRAKLAR KİMİN

BU TOPRAKLAR KİMİN

Kocaeli Barış Gazetesinde hakkımda yazılan bir köşe yazısını yorum katmadan siz okuyucularıma sunuyorum…

Onur Karabıyık’ın Köşe Yazısı…

Bugün yazımı yazarken bilgisayarımda Hovhannes TOUMANIAN’ın AKHTAMAR adlı eseri çalıyor. Gece okuduğum şiirlerin yazarı Aziz ERİM, kitabında Kürtlerin çilesini şiirleri ile anlatıyor, bu ülkenin herkese yetecek kadar büyük ve güzel bir ülke olduğunun altını çizerek.

Ve masamda duran belge.

Masamda öylece durup duran bu ülkenin yüzyıllardır süregelen bir aradalığına küfür olarak nitelendirdiğim bir dilekçe, Mardin İl Jandarma Komutanlığı’na yazılmış ve işgalcilerin derhal kovulmasını isteyen dilekçe.

İşgalci kim?

Deyrulumur Manastırı rahipleri…

İşgal olunan yer neresi?

Deyrulumur Manastırı…

Ve şöyle diyor dilekçenin sahipleri, jandarmaya:

“Siz bunların kafasını kesmeyin ama burada sürün gitsinler!”

“Sürün gitsinler” denilince dilekçe sahipleri gibi Kürt kökenli olan şair Aziz ERİM’e bir kez daha kulak veriyorum, diyor ki;

Göçe zorlandık, talanlardan sonra/Hısım Aşiret, ırak düştük” ve sonrasında sırtlanlarla akbabaların nasıl da kardeş olduklarını anlatırken. Yüzyıllık bir Manastırdan sahiplerini zorla sürdürmeyi isteyen bu dilekçenin sahipleri Cumhuriyet’in jandarmasına Yavuz’un torunları olduklarını hatırlatıyor, demek ki kendileri unutmuş Yavuz’un Kürtlere nasıl beddua ettiğini…

Ne demişler hafıza-i beşer nisyan ile maluldür değil mi?

Dilekçenin bir yerinde de Milli Birlik ve Beraberlikten bahsediliyor, ama sanırım bu dilekçede imzaları olan üç muhtar bilmiyor ne demek olduğunu bu birlik ve beraberlik meselesini...

Meseleyi uzatmıyorum; Midem bulanıyor bir vakitten sonra, başıma ağrılar saplanıyor ve ister istemez kendi kendime soruyorum” üstünde bu denli çok kan olan bu topraklar aslında kimin?”

NİNEMİN ÖYKÜLERİ

Ninem;

Bir asırlık çınar ululuğunda

Yüzü kırışık

Ülkemin coğrafyası…

Pamuğu işliyordu “ığ”la

Efsunlu…

Dizinin dibindeki torunlarına

Anlatırdı öykülerini

Bir varmış, acılar çokmuş…

……..

-Dağlar yine böyle ulu ama özgürdü…

Paşa fermanlarıyla, önce sırtımız sıvazlandı

Kurtuluş savaşı eşiğinde

Hürriyet için ekmek için

Kocalarımızı yitirdik, ulu çınarlarımızı…

Sonra inkâr edildik/ göç

Hürriyet isterken jop

Hürriyet gelende bok yedirdiler.

Kara kaplı kitap gelende, yasaydı

Anamızı temsil edecekti

Ve etti de…

Başladı kıyamlar;

-Jandarma safariliğiyle

Kimi uykuda

Kimi tarlada-

Dağlara göçüldü

Aç-susuz

Zehir döktüler derelere, pınarlara

Çocuklara ağladı, bebeler

Ses işitilende;

Azgın aç köpekler, murdarlık kıyamında…

Seher sabah vakti karar alındı

Bebeler toprağa gömüldü

Sulara bırakıldı diri-diri

-Soyumuz tükenmesin diye

Ve ağladı ninem…

2

Kırıla kırdırıla tükenmek istenen

Puşt kavgaların gölgesinde doğduk

Yurttaşlık bilgisi okunanda

Biz hala yurttaş değildik

Siz hiç ölümü soluduz mu?

Biz içtik yasak lisanın mısralarında

Sevgiyle yıkayıp

Sevdayla donattık

Eğreti kurşunların

Yılan ıslığında soluduk…

Kefenimiz kaput bezimiz

İpek elbiselerimiz/ bayramlığımız

Talan edilende

Kefensiz öldük

Abdestsiz-namazsız

-Kim ne derse desin

Bunların mevlitleri amentüsüz

Namazları abdestsiz…

Lanet olsun

Zillet olsun

-öyle olsun

Göçe zorlandık, talanlardan sonra

Hısım-aşiret, ırak düştük…

Ninem dedesinden bilirdi

Dört başlı mamur ülkeyi

Padişah havuz başlarında cirit atarken

Buralar beylikti, sancaklık…

Derken, beylerle eşkiyalar

Sırtlanlarla, akbabalar kardeş oldu

Yaltaklandılar…

Dehşet saldılar korku

Dört başlı mamur tepelerde

Dört başlı, dört ağızlı canavarlar türedi

Dört dağın eteğinde kudurdular

Katır pınarlarının başlarını tuttular

İrin selleri akanda

Suyu donardı pınarlarımızın…

Yüreğimiz ağıtlıyken

Kaç gelin üstünde testi kırdık

Kaç alınlarda yumurta

Kutsal kitap altından

Kaç gelin geçirdik

Haşin

Hoyrat

Mert

Ve baş kaldırdı yiğitler…

İnka medeniyetinin kurbanları gibi

Alınlarımıza kan damıtıldı

Bizi inkâr eden şahlar/vuruldu

Yıllarca bağırdılar

“Ayağıya kalk Sakarya”

Kalka-kalka emekli bir yasa

Ve yalan tarih kalktı

O da amuda…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz ERİM Arşivi
SON YAZILAR