Bir seçim dönemi daha böylece bitiyor.

Sandıktan sonuçlar nasıl çıkarsa çıksın, Pazartesi sabahı Türkiye yeni bir döneme başlangıç yapacak.

AKP-Saray tek başına iktidar olursa bambaşka ‘Karanlık’ bir Türkiye’ye ‘merhaba’ diyeceğiz, geriye dönüşü mümkün olmayan bir yola gireceğiz. Belki de 12 Eylül döneminde içeriye alınanların iki-üç kat fazlası kişinin gözaltı, tutuklanmalarına tanıklık edeceğiz. Yazan-çizen, düşünen, konuşan, eleştiren kim varsa sağa-sola savrulacak, belki de yok edilecek!   

Tersi olursa, AKP-Saray iktidarı, yeterli milletvekili sayısını alamadığı takdirde, Pazartesi günü, bambaşka, ancak ‘Aydınlık’ bir Türkiye’ye merhaba deme şansımız var. Aydının, gazetecinin, düşünenin, yazanın, çizenin, eleştirenin özgür olduğu bir Türkiye şansımız hala var.

Hangi Türkiye?

Her iki duruma da karar verecek olan halktır, seçmendir.

Hangi şansı kullanacağımızın anahtarı bizim elimizde.

Ya ‘karanlığa’ ‘evet’ diyeceğiz

Ya da ‘Aydınlığa’ ‘evet’ diyeceğiz.

Aha da geldik işin sonuna

Bundan sonrası yok…

**

İktidarın son günlerdeki korkusu ve saldırganlığı da kaybetme korkusundan kaynaklanıyor. Saldırmadıkları hiç kimse kalmadı. Sadece muhalefet liderlerine değil, sokaktaki yurttaşa da hakaretler yağdırıyorlar. Gazeteciye, aydına, düşünene, herkese saldırıyorlar.

İnsanların vatanseverliğini, yurtseverliğini, dinini, imanını, kimliğini, cinsiyetini sorguluyorlar, onunla da yetinmeyip saldırıyorlar.

Nereye kadar bu saldırı?

Aha da işin sonuna geldik

‘Buraya kadar’ demenin tam zamanı