Afetler ve yeniden inşa süreci
Afetler sonrası akla ilk gelen yeniden inşa süreçleridir.
Maraş merkezli depremlerden sonra, bütün kayıplara, kaybedilen canlara, mala, mülke rağmen, aklımıza ilk gelen kalanların huzuru ve mutluluğu için yeniden inşa sürecidir. Bu durum, afetlerin patladığı andan itibaren başlar, psikolojiktir, insan doğası ile ilgilidir
Hem yapısal hem de ruhsal anlamda; ‘Şimdi ne olacak’ sorusunun karşılığıdır yeniden inşa süreci.
Umuttur, gelecek kaygısıdır.
Umuttur, gelecek kaygısıdır.
Kaygı, hem bireysel hem de toplumsaldır.
Sel, yangın, deprem, tsunami gibi doğanın doğal afet olarak bize iade ettiği yıkımın ardından başlatılan süreçten söz ediyorum. İnşa süreci başladı, ne kadar başarılı olur, insanlarımızın yaraları nasıl sarılır, ruh halleri nasıl onarılır, zamana bağlıdır.
Yeniden inşa süreci bir şekilde yerel ve merkezi yönetimlerin yaklaşımı, iyi niyeti, yaraları bir an önce sarması ile ilgili bir durumdur.
Bu doğal afetin ardından inşa sürecinin denk geldiği dönem, genel seçimlere yakın bir zaman olması doğal olarak sürecin kiminle, kimlerle, hangi siyasi organizasyonlarla inşa edileceğini gündemleştirdi. Mevcut iktidara duyulan güven, deprem öncesi zaten giderek azalmıştı. Güvensizlik, depremle birlikte, deprem sonrası giderek arttı. Bu nedenle, mevcut iktidar gelecek ile ilgili inşa sürecinin bir paydaşı olarak görülmüyor, yurttaşların ekseriyet çoğunluğu bu sürece onay vermiyor. Deprem bölgelerinden, Türkiye genelinden yükselen sesler buna işaret ediyor.
Milletin masasına dönük güven ve beklenti var. Halk deprem bölgelerindeki samimi çalışmasıyla CHP’li belediyelerle tanıştı. Sol-sosyalistlerle, sosyal demokratlarla tanıştı, onları tanıdı. Geniş halk kesimleriyle belediyeler arasında bağ oluştu, inşa süreciyle ilgili bir ortaklaşma kendiliğinden gündem oldu.
‘Akşener afeti’..
Buda Siyasi bir deprem oldu.
Bu afet, inşa sürecinde ilk etapta ‘ŞOK’ etkisi yarattı.
Olumlu bir süreç CHP’li belediyelerle ile başlamışken, siyasette 9 şiddetinde deprem oldu.
İlk etapta sarsıcı görünse de halk duvarına çarptı atraksiyon.
Neyse ki çabuk toparlanmak söz konusu, çünkü yurttaş yeni inşa sürecini güven duymadığı mevcut iktidarla yürütmek istemiyor.
Yani, özeti; ortada arka arkaya iki afet var, bir de aynı anda yürütülmesi gereken iç içe bir inşa süreci.
İşte bu inşa süreci; kentlerin yeniden ayağa kaldırılarak, yeniden hayata kazandırılması, aş-iş-barınma-istihdam-üretim sorunlarının çözülerek rayına oturtulması, liyakatli bir sürece oturtulması gibi meseleleri kapsıyor.
CHP’li belediyeler yerel yöneticilik becerilerini deprem ile birlikte ciddi anlamda pekiştirdi, güven verdi, çözümün adresi oldu. Şimdi, halkımız, yurttaşlar güveni genele taşıyacak, bir de genel iktidara taşıyacak ki, inşa süreci bütün alanlarda toplum yaşamına yansısın, aydınlık geleceğe hitap etsin, geleceğe dair kaygıları ortadan kaldırsın.
Hem doğal, hem de siyasetteki iki afet’e rağmen, sağlıklı bir inşa süreci bizi bekliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.