Z Kuşağına eklenen son halkaların psikolojisi (2)
Peki, ne yapabiliriz? ‘’Eti senin, kemiği benim!’’ dönemi tarihe karıştı. Yakın dönemimize kadar süren ahlaki kurallar da çöpe atıldı. Peki, yerine ne kondu? Hiçbir şey
Şimdi insanı hassasiyetler zamanı. Tamam da şımarıklık, hırçınlık, sevgisizlik, anlayışsızlık, yer yer zalimlik almış başını yürümüş. Öğrencilerin çokça oyunları, birbiriyle dalaşmak!
Devlet okulları çaresizliğin adresi ve tıklım tıklım ve vasat çoğunluğa göre biçimleniyor! Sınava göre kurulmuş bir sistemde, derece girebileceklerle okuma yazma bilmeyenler (mecaz değil, sözcüğün çıplak anlamı) bir arada! Yani eğitim olamasın diye her şey tamam! Özel okullar, başarılıların ve el bebek gül bebeklerin sığınağı ve öğrencilerin düzeyine göre yapılanıyor ki bu çok gerekli! Ve kurumlaşmış özel okulların olanakları çok daha fazla!
MASUMİYETİN YAKTIĞI ATEŞ
Köşkler ve güller vardı
Yediveren gülleri, pıtrak gibi
Günebakanlar, günden alırdı rengini
İç açıcı ve sarı
Ve çiçekler, çiçekler
Bozkır çiçekleri
Buram buram, burcu burcu
Anadolu karması, bir renk cümbüşü
Halen de rüyalarımda açar şimdi
Ve akasya ağaçları, akasya ağaçları
Leylaklar ve o kuşlar
Gün boyu savaştığımız arılar
Dallarında tomurcuk olduğumuz dut ağaçları
Çırılçıplak ışıyan güneş
Ve göklerde, ulaklarımız uçurtmalar
Ah, deli yürek gençliğim!
Ve emrimdeki bıçkın çocuklar
Kim bilir, neredeler şimdi?
Seni, ah seni!
İlk o çiçekler arasında kucaklamıştım
Ve renklerle bezenmiş o doğal halıda
Öpmüştüm, öpmüştüm
Hayat, çiçekler ve sen kokuyordu
Sonra dünya renklerinden soyunmuştu
Sadece sarıya çalıyordu
Ah, hazla dalgalanıyordu!
Başım dönüyordu, sende eriyordum
Ve hayat, akşama akıyordu!
Ve derken karardı dünya
Ne o köşkler ne o yediveren gülleri
Ne o çiçekler ne de o çok gençliğimiz
Ne o kuşlar ve ne de o savaştığımız arılar
Ne o güzelim akasya ağaçları ve leylaklar
Ne o çırılçıplak güneş ve dut ağaçları
Ve o göklerdeki çığlıklarımız uçurtmalar
Ve ne o doyulmazlık
Ah, o ay damlası yağmurlar!
Gözü sulu yağmurlar
Çocukluğumuzun çok yağmurları
Bir ara neredeyse boğulacağım yağmurlar
Belki de o
Ve eminim ağlaya ağlaya
Aldı götürdü çocukluğumuzu…
Deli dolu yaşadığımız hayat
Güzelliğimiz ve o pırlanta çocuklar
Masumiyetin yaktığı ilk ateş ve sen
Ağlamak, dövünmek boşuna
Geri gelmez bir daha!
AYDIN ALP
YÜREĞİNİZİN KAPILARINI KIRACAĞIM J J YAYINLARI 2019
Her şey, eskiden kalma alışkanlıklarla ağır aksak sürüyor! Yeni davranış biçimleri yoruyor, öldürüyor bizi. Nicelik, zaten niteliği dibe çekiyor! Kangrenleşmiş, devasa sorunların yanında, toplumsal hayatın en önemli işi eğitim, kimselerin umurunda bile değil! Bu pandemi ortamında, tıklım tıklım sınıflarda eğitimcilik oynuyoruz! Bir de sonradan öğrenmeye çalıştıkları bir dille ne kadar olabilecekse! Bu pandeminin başından beri sağlık camiası nasıl bir ateşin içine atılmışsa, şimdi de öğretmenler o ateşte cayır cayır yanıyor! Okulların alt yapısı asla uygun değil! Hiç olmazsa seyreltilmiş sınıflarda ders yapılabilseydi!
SEVGİ YİTİMİ
Korkuyorum bu halimden!
Terslikler nedense hep beni buluyor!
Hayat veren o gözler ufkumda kararıyor!
Ormanların uğultusu kesiliyor içimde!
Bir tek yaprak bile kımıldamaz oluyor!
Yatağına çakılmayan yüreğim var göğsümde!
Ah, iyi ki var ve ha bire çarpar!
AYDIN ALP
YÜREĞİNİZİN KAPILARINI KIRACAĞIM J J YAYINLARI 2019
Bizim kuşağı biçimlendiren zemin, ayaklarımızın altından çekildi. Ahlaki kural eskidi, geçersizleşti. Onu attık. Yerine hiçbir şey konmadı. Topluma pompalanan açgözlülük ve riyakârlık var! Ve bu çok kötü!
Bizim kuşak, yoksul ve baskıcı bir ortamda ve hayatın bedelini ödeyerek bugünlere geldi! Kafama yediğim darbelerden, başımızı koruyacak saç bile kalmadı! Ben şakayla karışık anlatıyorum, ama hayat şakaya alınmıyor! Biz eski kuşak, başkalarının acısın yüreğimizde hissedebiliyoruz! Kişiliği olmayan insanlar, başkalarının acısını hissedemezler! Z Kuşağına yeni eklenecek kuşakta empati duygusu çok zayıf! Kendilerinden başkasına dünyaları kapalı gibi! Bu, çok kötü!
Biz, sanayisini kurmuş toplumların birkaç halkasını yaşamadan, onlarla aynı yüzyılı ve küresel ruhu ‘yaşıyoruz’! Okuma ve yazma sürecini yaşamadan, görsel bombardımana tutulduk! Ve küresel ruh, yüreğimizin kavruk bozkırlarını yakıp geçmede! (ARDI VAR)
Özgürlükleri ağız tadıyla yaşayacağımız günler dileğiyle sevgiler, saygılar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.