Yanlış üslup , doğru sözün katilidir
Üslup anlatma ve kendini ifade etme biçimidir.insanın kimliğidir, varlığını oluşturan temel davranış biçimidir, tarzıdır ve yaşam şeklidir
İnsan toplumsal bir varlıktır. günlük hayatın akışı içinde insanlarla iletişim içine girer, etkilenir ve etkiler ,etkilendigin oranda ,varlığını çoğaltırsın insan kendi karakterinin kişiliğini üslubuyla örer ,vicdan ve yüreğinin sesi olur, üslup gizli duygularımızın ve egomuzun en iyi bir şekilde dışavurumudur insan niyetine ve amacına tutulmuş en güzel aynadır.
Eğer bir uslup naiflik ten incelikten nasibini almamış sa sıkıntılı zorlayıcı bir alan oluşturur ,dili igneleyici kırıcı olur, dağıtıcı bir uslubun dostuda az olur. uzun süreli ilişkileri de olmaz, yalnız ve patolojik bir ruh hali içinde olur, kolay tüketilen harcanan ilişkinin uslubu kapsayıcı ve bütünleştirici olmadığı için ,ben merkezcidir.
Doğruların gücü,ancak doğruların anlatımıyla anlam kazanır. doğru zamanda doğru yerde doğruları söylersen anlamlı olur, fakat yanlış yerde yanlış zamanda yanlış üslupla bir doğruyu söylersen o sözün hem katili hem de celladı olursun. mayın tarlasında gezinen dil, patavatsızca patlamaya hazır bir bomba gibidir ,nerede ne zaman ne yapacağını bilemezsin .
Bir üslup kendini çoğaltabiliyorsa, emek özveride bulunabiliyorsa ,Saygın bir dilin yaratıcısı da olur.
Üslup un yaratıcı gücü ruhsal olduğu için, yüreğin ve bilincin derinliğine çok iyi işler ,söylenen sözler kolay kolay unutulmaz şayet çok kırıcı incitici bir söz söylenmişse sahibine, O söz insanın ruhuna ve yüreğine işler, her o ,insanı gördüğünde O söz ve o Üslup akla gelir. Söylenen sözün sahibi ile kurduğun bag önemli, aradaki yaşanmışlık önemli, ve ne niyetle ne amaçla söylediği önemli ve kişinin buna yüklediği anlam önemli, ortak yaşanmışlıkların düzeyi önemli, bir insanı kırmak incitmek çok kolay , ama onu kazanmak veya onarmak çok zordur.
Bir insanı tanımak ve anlamak istiyorsan önce onun karakterini değil, onun üslupuna bakacaksın ,çünkü üslup insanların asıl karakterleridir
Doğru bir sözü yanlış bir uslupla anlatırsan ,yanlış sonuç alırsın doğru bir söz ancak doğru bir uslupta anlatırsa ,etki yaratabilir ne yazık ki ,biz olayın yanlış anlatımına bakmayız olayın doğru sözüne inanırız oysa her doğru söz her yerde doğru değildir. doğruların etkileme gücü doğru zamanda doğru yerde söylendiği oranda etki gücüne kavuşur
Üslup bir ayar olayıdır ,doğru bir sözü söyleme biçimi, anlatma şekli ve ses tonu çok önemli, mutlak doğru sözün gücü ,doğru bir üslupun anlatımıyla anlam kazanabilir ,yanlış bir üslup doğrusöz’ün katili ve celladıdır deyişi bundan gelir
Doğru sözlerin yerine ulaşmasını istiyorsan önce üslupu düzeltmen gerekir
Yanlış üslup ,doğru söze bariyerler kurdurur ,kulakları tıkadır ,dinleme gücü yitirir boşuna dememişler, dil insanı rezil de eder vezirde eder
Sürekli yanlış anlaşılma endişesini taşıyan insan bilin ki, iyi bir üsluba sahip değildir, iyi bir üsluba sahip olan insan bütün yanlış anlaşılmaları kaygıları, önyargıları ve endişeleri kendi üslubu ile bertaraf eder ,ama iyi bir üsluba sahip değilsen ortamda sürekli yanlış anlaşılırsın ,yanlış algılanırsın ve sonra başlarsın ben öyle demek istemedim ben şunu demek istemedim ben şu anlamda demek istedim, bu anlamda dedim demeye başlarsın ve bu oldukça yorucu sıkıcı ve bıktırıcı bir hal alır ,enerjinin büyük çoğunluğunu sarfettiğin iki üç cümlenin ardından saatlerce onun açıklanmasına dönüştürürsün ,bu dil başlı başına bir stres kaynağıdır. enerjinin Ve zamanın boşa harcanması dır, akılsız beyin nasıl ki, ayakları yoruyorsa uslupsuz dilde bilinçi yorar
Duygusal üslup sıkıntılı ve yorucudur. mantık ve düşünceden yoksun olduğu için, sürekli patlamalara, ani gelişmelere yol açar , freni patlamış bir arabaya benzer nerede ne zaman duracağı kestirilmez ,öfke kontrolü olmadığı için de ,her tarafı darma dağın eder
Doğru üslupa ilişkin ,çok güzel bir hikaye anlatılır vakti zamanında bir padişah bir rüya görür rüyasında tüm dişlerinin çekildiğini, Bir tekinin kaldığını onun da kendisini çektiğini söyler
Ve Bir Rüya tabircisinin çağırır rüya tabircisi ona der ki “önce kızın , sonra oğlun, karın ve daha sonra da sen öleceksin” der ve padişah bu rüya tabircisinin yorumuna çok sinirlenir onun kellesini alır ve başka bir rüya tabircisini çağırır ona da rüyasını anlatmaya başlar ,rüya tabircisi derki, padişahım sen kızından oğlundan ve karından , daha uzun yaşayacaksın ve padişah buna çok sevinir ve onu ödüllendirir sonra halk bu rüya tabircisine derki,” siz de aynı şeyi söylediniz neden sizi öldürmedi” rüya tabircisi der ki, aradaki” uslup farkı” mesele bu
Anlatılmak istenen her olayın mutlaka bir yolu yordamı vardır önemli olan bu yolu yordamı iyi bilmek gerekir en çetrefilli, en sıkıntılı sorunu, Doğu bir uslupla anlatırsan sorunu çözersin,
Çözüm odaklı uslup soruna sürekli çözüm arar ,sorun odaklı üslup ise ,var olan sorunu, daha çıkmaza sokar. Ötekileştiren, karşıt yaratan üslupa,sormak gerekir hayatında kaç insanı etkilemiş kaç insan ona hayranlıkla bakmış o konuştukça kaç insan onu, can kulağıyla dinleyebilmiş söylediği sözlerin ağırlığını taşıyabilecek gücü ve iradesi ne kadardır ilişkilerini çabuk ve kolay harca bilecek düzeyi ne kadardır, insan onun yanında kendini Saygın, Onur edilmiş ,değer görülmüş biri olarak görebiliyormu, ya da etrafını incitmemek, kırmamak için kelimelerini , kullandığı özenerek seçebiliyor mu , tüm bunlar bir insanı tanımak i ve anlamak için en iyi bir göstergedir.
Çünkü uslup yanlış yerde ve yanlış zamanda kullanılırsa kanlı bir silaha dönüşür,, denilir ki söz ağızdan çıkmadan önce Sen onun hükümdarısın, söz ağızdan çıktıktan sonra sen onun esiri olursun, artık söz’ün ağırlığı ve sorumluluğu sendedir.