Üç kuyularda foseptik!
Ergani yolu üzeri, Üçkuyular mevkiinde foseptik kokuları yayılıyor çevreye. TOKİ konutlarının hemen yanı başında, diğer yanında kentin fuar merkezi var. 36 daireli AMİD sitesi, çöp ve foseptik çukur kıskacında bir yaşama teslim alınmış durumda.
Modern bir sitede cafcaflı bir bina.
Müteahhit binayı tamamlamış, ruhsat falan filan tamam.
Daireleri satın alanlar gelmiş konutlarına yerleşmiş, elektrik, su, doğalgaz abonelikleri de tamam.
Vatandaş üstüne düşeni yapmış, sorumluluklarını yerine getirmiş getirmesine de, bu devlet erkini elinde bulunduran beceriksizler, liyakatsizlik eksik kalmış.
Vatandaşın kanalizasyonu ve suyu yok.
Suyu kuyulardan çekip alıyorlar da, kanalizasyon sorunu ciddi problem.
Foseptik çözüm önerilmiş, şimdilik bu yöntemle iş görülüyor.
Ya sonrası?
Bak bahar geldi, yaz gelecek, virüs var, hastalık var, ölüm var…
Bölge Yenişehir Belediyesine ait bir bölge, imara açık üstelik…
Sorun ne?
Yol yok. O sokağa, o siteye, o binalara giden yol yok.
Yol olmayınca da DİSKİ, kanalizasyon ve su hattını çekmiyor.
Prosedür böyle.
Yenişehir Belediyesine soruyorum; imara açık bölgede, imar izni verdiğiniz binalar tamamlanıyor, aboneliklerini yapıyorlar, huzurla oturacakları konutlarında huzursuzluk yaşıyorlar.
Çok mu zor, 200-300 metre yol yaparak vatandaşın sorunlarını çözmek, çok mu ağır bir iş.
200-300 metre yol yapmaktan acziyet gösterenler, her ne hikmetse, aynen o bölgelerde binlerce dönüm araziye sahip içinde evi, camisi, çarşısı olan köyü ticari vasıf kazandırarak ihale yoluyla satmaktan hiç acziyet duymuyor.
Gazetemizin manşetine taşıdık haberi, fotoğraflarıyla birlikte.
Tam da burun yakan fotoğraflar, tabi ki koku alma duyuları açık ise…
Kimin/Kimlerin?
Elbette ki sorumlularının, başka kimin olacak.
Kokuyu buradan hissetmiyorlarsa, onları foseptik başına davet ediyoruz.
Gitsinler, görsünler, kokuyu alsınlar, sorunu da çözsünler.
Yenişehir Belediyesi yolu yaparsa, DİSKİ bir ayda çözebilirmiş, onu da öğrendim.
Hadi sizlere kolay gelsin.
Takipteyiz, ona göre.
Seçim var, 14 Mayıs var, sonrası da var, gezecek, insanların yüzüne bakacak yüzünüz olsun.
*
Evet, bir de Sur Belediyesine sözüm olsun.
Bakın, defalarca yazdım, çizdim, o bölge ‘kırmızıçizgimiz’…
Kentin ta kendisi, turizm bölgemiz, temiz olmalı, güzel olmalı, çekici hale gelmelidir…
Zamanımın büyük bölümü orada geçiyor.
Temizlik yok, seyyar tezgâh cenneti her taraf.
O da yetmezmiş gibi, çakılı dükkânlarda seyyarcı olmuş, dükkânlarının içindeki eşyadan daha fazlasını kaldırımlara sergilemiş, neredeyse caddeye varacaklar, tam bir curcuna hali hâkim.
Zabıtalar ne iş yapar?
Belediye Başkanı, yardımcıları ne işle meşguller?
Dolaştıklarını görüyoruz, ama icraat yok.
Artist, artist dolaşmanın kentin turizmine bir katkısı yok ki!
Bölge film platosu olabilir, ama görev alanları farklı…
Hadi canım, herkes işine, işbaşı zamanı…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.