HDP’ye aitmiş gibi görünen baraj sorunu özünde Türkiye’nin sorunu, bunu böyle görmek, algılamak demokrasiye inanan, ülkenin aydınlık geleceğini düşünen Biz/Bizlerin sorunu. Türkiye bu nedenle bu barajı aşmalı. Yani sorun ortak. Birlikte eşit-ortak yaşamın bütün parametrelerinin sıkıştığı, bu sıkışıklığı aşmamız gereken son noktadayız.

İktidar, ince, ince, usul, usul gidişinin seslerini duydukça hırçınlaşıyor, saldırganlaşıyor, daha da ötekileştiriyor, kutuplaştırıyor, yaşamı güzelleştirmeye çalışanlara ‘ölü’ muamelesi yapıyor, yok sayıyor.

Bu iktidarın ülkenin geleceği ile ilgili hiçbir hedefi yok artık, tek hedefi var; O da HDP’yi bilerek, isteyerek, yürekten arzulayarak barajın altına itmek, onun üzerinden yeniden güç devşirmek.

Giderek yok olan, kaybolan gücünü garanti altına alma mücadelesini demokraside arama gayretinden vazgeçen bir iktidar var karşımızda. Kendi mantığına göre ‘Düşmanlaştırma’ taktiklerini uygulamaya koyan iktidar, önce Selahattin Demirtaş’ın, ardından HDP’nin siyasi varlığını ‘hiçleştirme’ yolunu seçti.

Varlık nedenini HDP’nin ‘Yok Oluşu’na endeksleyen iktidar, adeta siyasi bir cinayetin senaryolarını devreye sokmak istiyor. Bu gerçekleştiği takdirde Demokrasinin nasıl katledildiğinin filmini izlemiş olacağız.

Onlar, gerçekte var olan kalabalık bir kitlenin yaşarken ölümünü gerçekleştirip, ‘Düşman ölüler’ mezarlığı yaratmaya çalışıyorlar. Kadrolarını, yandaşlarını nasıl var olmaları gerektiği koşullarına endeksliyor, ona inandırmaya çalışıyorlar. Demokrasi ile var olmak yerine entrikalarla var olmanın yolunu deniyorlar, son çare olarak!

Türkiye’nin aydınlık geleceğini, birlikte, eşit-ortak yaşamı hedefleyen, onların ‘Ölü’ gördükleri diri, canlı, yaşamı güzelleştirmek isteyenlerin demokrasi mücadelesinin önünü tıkadıkça, tıkanan noktada büyüyen, tıkanma noktalarını aşan, özgür bir geleceğe nefes olan kitlenin nasıl büyüdüğünün de farkındalar aslında. Farkında oldukları içinde aklımıza gelmeyen/gelmeyecek entrikalarını devreye dokuyorlar.

Alınmayan oyla hak edildiği sanılan Milletvekili koltuğunu/koltuklarını kabul etmek üzere sırada duran zatlar, ‘Demokrasinin katli’ filminin birer figüranı olacaklarını, diğer çocuklar gibi kendi çocuklarının da geleceğinin kararmasına ortak olacaklarını asla unutmasınlar.

Türkiye bu barajı aşacak, bütün çocukların, ülkenin geleceğine ışık olacak. Hep birlikte bu ışığın, bu aydınlığın gönüllü ortakları olmalıyız.