TARİH NİYE TEKERRÜR EDER?
Çözüm masasının devrilmesiyle, başlayan çatışmalı süreç; köy, kasaba ve şehirleri de içine aldı. Böylece çatışmalı sürecin derinliği ve kapsamı genişledi. Tünelin sonu ve ışığı görülmediği için; toplumda belirsizlik, endişe ve kaygılar daha da arttı. Ayrıca bu konudaki günlük siyasal gelişmeler, yapılan askeri ve yasal hazırlıklar; önümüzdeki günlerin sıcaklığının daha yüksek derece aralıklarında seyredeceğini göstermektedir. Gelişmeleri yakından izleyen birçok kişide oluşan genel kanı da bu yöndedir. Ayrıca; belediyelere kayyum atanması ve vekillerin yargılanma ve tutuklanma durumlarında, siyasi tansiyonun daha da yükseleceği ve bölgede; 90’lı yılların çok ötesinde bir yangının her tarafı saracağı yönündedir.
Aylardır acılı ve zorlu günler yaşandı. Halen de yaşanmaya devam ediyor. Bir önceki ayı, günü arar hale geliyoruz. Gelecekten kaygı duymamak elde değil. Çünkü çatışma; ölüm ve maddi kayıp demektir. Bunun faturasını ödeyen de, her zaman ve her yerde olduğu gibi; yoksullar ve emekçi halklar olmaktadır.
1984’lü yıllardan 2000’li yıllara kadar çatışmalı sürecin kaba bir bilançosuna baktığımızda; 40.000’e yakın can kaybı ve bu sayıya yakın da yaralanma. 17 bin faili meçhul ölüm. Yakılan dört bin köyden göç etmek zorunda kalan yarım milyona yakın insan. Çevre şehirlere ve metropol kentlerine göç etmek zorunda kalan bu insanların yaşadıkları travmalar, trajediler. Bu çatışmalar sonucu; vatandaşların uğradığı maddi kayıplar dışında, sadece devlet kasasından yaklaşık 350-400 milyar dolar harcanmıştır. Çatışmaların sonucuna ilişkin ortaya çıkan bu sonuçlar; devlet ve çeşitli sivil toplum kaynakları tarafından ifade edilmektedir. Sadece devlet kasasından harcanan bu parayla ilgili bir karşılaştırma yapan Prof. Ünsal Ban 30 yılda harcanan bu parayla ’’Sinop Nükleer Santrali'nden 16 tane’’ veya ‘’87 Atatürk Barajı’’ veya ’’100 Yavuz Sultan Selim Köprüsü’’ veya ’’70 Marmaray yapılırdı" diye bir tespitte bulunuyor. Zamanında IMF’den bir kaç milyar dolar alabilmek için ne uğraşlar verildiği hatırlandığında, ödenen bu bedellerin ne kadar büyük olduğu daha iyi anlaşılır.
Şimdi yürütülen bu çatışmalı süreçte ise, Sur, Nusaybin, Yüksekova, Cizre ve Şırnak’ta binlerce ev yok oldu. İnsanlar yine sığınacakları köy, kasaba ve şehir yollarını tuttu. Ölümler, yaralanma ve maddi kayıplar listesi oluşturulmaya başlandı. Bir dönem ülkedeki iç huzuru, Barışı, dostluk, kardeşlik ve demokrasiyi konuşuyorken; şimdi tekrardan karanlık tabloları konuşur olduk. Herkesin kaybedeceği bir savaş yerine herkesin kazanacağı bir barış niçin tercih edilmiyor? Tarihi tekrar etmek ve gittikçe daha da kabarıklaşan bu faturaları halklara ödetmek zorunda mıyız?
|
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.