Teşvik, paket, istihdam Ve Kürt meselesi
Naci Sapan
Kendimi bildim bileli, 40 yıllık gazetecilik yaşamım boyunca hükümetlerin ‘terörün kökünü kazımak, halkı kazanmak, istihdam alanları yaratmak’ adına kendi meşreplerinde ürettikleri ‘Güneydoğu’ya yatırım, teşvik, paket’ gibi halkın gözünü boyayan vaatlerine tanıklık ettim.
Sonuç; ortada gözle görülür hiçbir şey yok.
Olsa, zaten yeniden, bir daha, daha farklı isimlerle bu vaatlerini tekrarlamazlardı.
Cumhuriyet tarihinde bu anlamdaki vaatlerin, paketlerin sayısı 100’ü geçmiş durumda.
12 Eylül sonrası hükümetleri, Özal, Demirel, Çiller, Yılmaz, Erdoğan, Davutoğlu, şimdi de Yıldırım hükümetinin PKK ile mücadelesinin ‘güvenlik’ boyutlu çözüm parametrelerinin arasına sıkışan ‘Ekonomik’ kalkınma modellerinin bir parçası haline gelen ‘Güneydoğu’ya teşvik ve ekonomik paket istihdam alanları yaratma açılımları’ bir türlü gerçek açılıma dönüşmediği gibi, aksine sadece birilerini zenginleştirdi, toplumun geneline hitap etmedi.
Doğu ve Güneydoğu’daki ekonomik kalkınmayı sadece PKK’nin yok olmasına endeksleyen Hükümet anlayışlarının 40 yıllık süreçte tutmadığını, zaten vaatlerinin de buna hizmet etmediğinin canlı tanıklarıyız.
Yeni Başbakan Binali Yıldırım, aynı minvalde, biraz da farklılaştırarak yeni vaatlerde bulundu. Yıldırım, Doğu ve Güneydoğu illerinde yeni cazibe merkezleri oluşturacaklarını, buralarda Devletin fabrikalar inşa edeceğini, fabrikaları özel sektörlerin işleteceğini, üretilecek malların ise Devlet tarafından alınacağını açıklamış.
Devletin bütün fabrikalarını, yatırımlarını satanlar şimdi de Devlet adına fabrika yapıp özel sektöre verecek, üretim ve istihdam yaratacak, halkın HDP ve PKK ile bağını bu yöntemle koparacak!
Yıldırım, ‘Operasyonlar bitti, şimdi ikinci adımı atıyoruz’ diyor, bu adımı fiziki ve sosyal yenileme olarak değerlendiriyor. Devletin yapacağı fabrikaların özel sektöre devrini cazibe merkezi ve sorunların çözümü olarak algılayıp, değerlendiren, bunu topluma ‘çözüm’ olarak sunan Başbakan Yıldırım, halkın bunu çözümsüzlük olarak bildiğini, bilmiyor.
Döndük, dolaştık, başa geldik.
‘Operasyonlar bitti, PKK bitti, şimdi sıra ekonomik yatırım ve istihdamda’ demek istiyor Binali yıldırım. Pardon zaten PKK bitti demiyor, operasyonlar bitti diyor Sayın Yıldırım.
Güvenlikçi politikalarla Kürt meselesine çözüm arayan, ardından bunu ekonomi ile taçlandıracağını zannederek bu yöntemi uygulayan hükümetlerin tamamı yok oldu. Başbakan, 2012’den önceki hükümetlerin uygulamalarını incelese bunu çok net görecek.
‘Her ne hikmetse göremiyorlar’ diyeceğim, fakat öyle değil, zaten görmek istemiyorlar. Geçici yöntemlerle, vaatlerle biraz daha oyalayarak zamana oynuyorlar. Ancak, zaman o zaman değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.