Parlamento aritmetiği ile Cumhurbaşkanı seçimi konusunu tartışmak ve tartışmaya açık tutmak gerekiyor. Denge, fren meselesi gibi bir durum olarak değerlendirdiğimizde, yurttaş ferasetine ihtiyaç var gibi görünüyor. Bütün yetkilerin tek elde toplanmaması gibi bir durumunun ilk etabını sağlayan yurttaşlar, şimdi ikinci etabı da hallederek yetkileri dağıtmalıdır diye düşünüyorum.

Büyükşehir Belediyelerinde olduğu gibi bir durum ile karşı karşıyayız. Hem belediye başkanlıklarını hem de meclis çoğunluğunu iktidara sunmadılar, yönetimde denge sağladılar. İyi de oldu. Belediye Başkanları ve yönetimleri keyfi kararlar alamıyorlar, mutlaka meclis üzerinden muhalefetinde kararlarda etkisi oluyor.

Demokrasi de böyle bir şeydir zaten.

‘Çoğunluk bende, istediğimi yaparım’ anlayışını engelleyen denge, fren sistemi, yasama ve yürütmenin bağımsız, yargının bağımsız ve denetleyici özelliğinin devrede olması ülke ve millet yararınadır.

Belediyelerde bunu başaran bir millet, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de başarabilir. Parlamentoda çoğunluk hazır cumhur ittifakına sunulmuş iken, Cumhurbaşkanlığı seçiminde millet ittifakı tercihi en doğrusu olacaktır. İttifaklar, ne parlamentoda ne de cumhurbaşkanlığı makamında keyfi işler yapamayacak, millet denetimi altında olduklarını attıkları her adımda hissedeceklerdir.

İşte, bu nedenle demokrasi diyoruz.

Demokratik yönetim biçimlerinin ana denetleyicisi halktır. Siyasi partiler, yönetim erkleri tamamen araçtır ve devletin hizmetindedirler. Devletin nüvesi de millet olduğuna göre, asıl devletin millet olduğunu kimse unutmasın, unutmamalıdır da.

Millet, denetimin kendisinde olduğunu hissettirmeli, elindeki gücü yerinde ve zamanında kullanmalıdır. 28 Mayıs tarihi, tam da bu gücü hissettirmenin, gereğini yapmanın zamanıdır.

14 Mayıs’ta parlamento çoğunluğunu Cumhur ittifakına teslim edildi, ilk etap tamamdır. Şimdi sıra 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanlığı seçiminde. Bu denge sağlandığında, toplumdaki huzursuzluk, gelecek ile ilgili kaygı, ekonomik anlamda çaresizlik gibi. Bu ve benzeri bütün kaygılar, yerini umuda, geleceğe olumlu bakışa yöneltecektir.

Cumhurbaşkanı 14 Mayıs’tan birkaç gün öncesinde yaptığı bir açıklamada, ‘Seçimden sonra 50+1’i gözden geçireceğiz’ demişti. Yani, parlamenter sisteme ‘göz kırpmıştı’. Belki de 28 Mayıs’tan sonra kendilerinde olan parlamento çoğunluğunun desteği ile Cumhurbaşkanı makamında oturacak olan Kemal Kılıçdaroğlu’na, güçlendirilmiş parlamenter sistem için destek olur.

Neden olmasın?