Siyasette gençler ne kadar yer buluyor?
Seçim çalışmaları hızlandı. Seçime neredeyse sayılı günler kaldı. Seçime girecek partilerin listelerine baktığımızda nerdeyse hep tanıdık simalar. İster istemez yeni ve genç yüzlere baktığımızda; çoğu parti listelerinde gençlere yeterince yer verilmediği görülmektedir.
Nüfusun dinamik ve önemli bir kesimini oluşturan gençler niye daha fazla aktif hale getirilmiyor? Genellikle yaşlı kesimler çoğu söylemlerinde ve konuşmalarında; ‘Gelecek gençlerin elinde.’ Vurgusunu sürekli yaparken, gelecek hakkında karar verilecek mevki ve makamlarda yeterli temsil gücüne kavuşması için gerekli zeminleri oluşturmamaları, olanak ve imkânlar yaratmamaları bir çelişkidir. Partilerde hem kadın hem de gençlik kolları var ama temsiliyete yeterince yer bulamıyorlar. Gençlerin dinamizminden yararlanmak istiyorlar ama karar alma mekanizmalarında yeterince yer verilmiyor. Orta ve yaşlı kuşaklar yerlerini kolay kolay gençlere vermek istemiyorlar. Çünkü kendilerini vaz geçilmez olarak görüyorlar.
Gençlerin geleceklerine ilişkin alınan kararlarda yaşlılar söz ve karar sahibi olmak istiyorlar. Her şeyi kendilerinin daha iyi bildiğini ve kendileri olmazsa hiçbir işin doğru dürüst yürüyemeyeceğine kanaat getirdiklerinden gençlere fazla şans tanımıyorlar. Elde ettikleri statülerini, mevki ve makamlarını bir ömür boyu kullanmak istiyorlar.
İletişimin, ulaşımın ve teknolojinin geliştiği global dünyada orta ve yaşlı kuşaklara göre teknolojiyi çok daha iyi kullanan siyaset yapma, mevki ve makamlarda söz ve karar alma fırsatını yeterince bulamıyorlar. Siyaset yapmayı tekelinde gören yaşlı kesimler bu fırsatı ve olanağı gençlere yeterince vermiyorlar. Bunun zeminini hazırlamada yavaş davranıyorlar.
Teknolojiyi daha iyi kullanan gençler bütün dünyayı takip etme olanaklarına sahip ve dolayısıyla dünyaya açık oluyorlar. Günümüz gençliği dünyanın her hangi bir köşesindeki insanlarla kolayca iletişime geçebiliyorlar. İletişim kurduğu akranlarıyla aralarında kıyaslamalar yapıyorlar. Dünyaya daha kapalı yetişmiş yaşlı kuşaklarla aralarındaki fark daha da belirginleşiyor.
Z kuşağı da dediğimiz gençler, kendi yaşam düşünce ve davranışları ile dünyadaki akranları arasındaki farkı görüyorlar. Kararlara dâhil edilmemeleri, siyasal katılımlarının önü kapatılan gençler bireyselliğini, özgürlüğünü, kültürel farklılığını ortaya koyamıyorlar. Hayatlarını nasıl yaşamaları gerektiği konusunda yön tayin edemiyorlar.
Gençler artık dünyayı sadece kitaplardan değil gördükleri ve tecrübeleriyle de anlıyorlar. Sadece algılar üzerinden yapılan söylemler yeterince karşılığını bulmuyor. Gençleştirmeyi doğru sağlayan yapılanmaların nasıl bir dinamizme kavuştuğu ve başarı sağladıkları bilinen bir gerçektir. Emekli olmayı da bilmek gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.