Kafadan meseleye gireyim, eğmeden bükmeden.

Necip halkımızın genelde dilinden düşürmediği, ‘Atasözü’ niteliği kazanmış bir söz vardır hani;

‘Çalıyor ama yapıyor’ diye.

Evet…

Hırsız işte…‘Senin paranı çalıyor’ diyorsun, ‘olsun’ diyor, ‘Kim gelse çalacak, ama hiç olmazsa hizmet yapıyor’ gibi bir ikna metodu geliştirmiş, öyle yol yürüyor, ama hırsızı da, bilir, bilmez ‘kutsuyor’…

Bu örneği başka bir meseleye bağlamak için verdim. İradesinden uzaklaştırılan, uzaklaştırılmaya çalışılan bir kesimin bakış açısının toplumsal bakış açısına evirilmesi çabalarının yansımalarını konuşmak ve tartışmak için yazıyorum.

Kayyımların anti-demokratik bir yönetim biçimi olduğu konusunda bir tereddüt yok.

Kayyım yönetim biçimini doğal olarak aklı başında, demokrasiye inanan herkes eleştiriyor, karşı duruyor. Buna rağmen, yönetimde ısrar oldu, devam ediyor. 31 Mart akşamından itibaren bir daha olmaması temennimizi yineliyoruz, ancak, yukarıda verdiğim örneğe yakın tutum sergileyenlerin olduğuna da tanık oluyoruz.

AK Parti’nin Büyükşehir Adayı Halis Bilden, basın toplantısında gazetecilere, “Kayım gönülden benimsediğim bir yöntem değil, ancak Diyarbakır’a hizmetler de bu dönem geldi” dedi.

İşte, demokrasiye inanç böyle bir şey değil!

Bir şey doğru değilse değil. Doğru olmadığına vurgu yapıp, sonra doğruluk teyidi yapmak, onu da hizmetle allayıp, pullayıp, sunmamak lazım, ayrıca hizmet diye durumu minnete dönüştürmemek de gerekiyor.

Böyle olmamakla birlikte, ‘Çalıyor, ama yapıyor’ anlayışına denk gelen bir örnek.

Eleştirilerimizi şimdiden yapıyoruz ki, daha dikkatli olunsun, Diyarbakır adına daha dikkatli davranış biçimi sergilensin, kelimeler de seçkin olsun.

*

Bir eleştiri de DEM eş başkan adayı Doğan Hatun’a.

EŞ Başkan adayları ile çok kıymetli bir ziyarette bulunmuşlar, İdris Baluken’e uğramışlar.

Birde fotoğraf çektirmişler.

Sosyal medyada gördüğüm fotoğrafı yadırgadım.

Doğan bey, çöküp, iki parmağıyla zafer işareti pozu vermiş.

Bazı görevler vardır, şahsi değil, toplumsaldır, temsiliyeti var, o nedenle dikkatli olmak gerekir.

Şahsi bir durum olsa, bu eleştiriyi yapmaya hakkım yoktu.

Aynen Halis Bilden için yaptığım eleştiri gibi; Kayyım ile ilgili durum şahsi değil, toplumsaldır, yöntem anti-demokratiktir, konuşurken hem nalına hem de mıhına olmaz.

Zafer işaretine karşı değilim, ancak, görev ve sorumluluk yüklemi anlamında zamanlaması, kullanılmasının yeri, eleştiriye son derece açık. Seçim sürecinin hassasiyeti dikkate alınmalı, Diyarbakır’ın nevi şahsına münhasır temsiliyeti her zaman, her yerde diri tutulmalı.

İki konuyu da daha fazla ilerletmiyorum. Tespitin sadece bir uyarı olduğunu arkadaşlara hatırlatmak istiyorum.