Hormonlu göz altlarında kaybettim ilkin benliğimi ve çok sonra senli sevişmelerde biber gazı yerken gülüşlerinin hazında buldum kendimi!

Hormonlu kentlerde hormonlu gülüşlerin var,hava bedava, ekmek bedava, su bedava yaşamak da bedava cinsinden.Hatta her şey senin cinsinden…
Gök de sen
Yer de sen…İşte bayram da bu seyran da bu..

Bütün dünya bayram olsa ve ben o güzel gülüşlerinden dünyaya asılsam sevgilim…

Selahattin amca imamın oğluna komşu olmuş gözlerinde yaş, yüreklerinde aşk komşu olmuş birbirlerinin hüzünlü üslerine ve maçın daha beşinci dakikası ben milyonlarca gol yemişim!

Bütün dünya bayram olsa ve sen de insansan buna inansan sevgilim?

Farz et ki yarın yok ve bugün bayram böyle yaşa…Kuşlar biriktir avuçlarında.Dışarıda delikanlı bir bahar ve seviyorum seni Ahmet Arif gibi haykırırken sevgilililer, sen baharlar içinde baharlar getir dünyama sevgilim. Ve Anadolu’da ses ver sesime S-Z sevgili kuşağı ile şairin rüzgarında bir tren garında sabaha doğru:
“Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.”

Bugün bayram olsa ve bütün dünya buna inansa…Bir de ben inansam?Tomalı aşklar, diplomatik a politik nikahı düşürülmüş diplomalar, distopik düşler ve despotik karanlıklar.Bugün bayram olsa derim; ama ben nerdeyim sen nerdesin?

Ve her şehrin üzerine çöken gözaltılar karanlık bir is ve göz gözü görmez bir sis de değildik biz üstelik… Ve dahi nikahı iptal edilmesi gereken fabrikalarda peri bacası evlilikler; hatta sahte doğumlar…Bedeni olmayan yüzsüz bir şehrin bakiyesiz adamları ve kadınları…Sefalet içinde bir adalet!Yabancı hakemler hakim kibirlere,filmlere.Biz de bayram isteriz padişahım, her mahkemede yabancı hakem olsa…

Her yeri botokslu düşünceler ve şişme kadın silüetli bir şehrin gdo’lu siyasi düşünceleri…

Aynı şehrin çürümüş bedeninde nefes alıyoruz.Belki de nefes almaya çalışıyoruz…Bir yanımda ayanım şehrin kapitalleri az sonra şehrin ırzına geçecekler fabrika artığı yetersiz aşk bakiyeli gazlarla ve nefes alamayacak bir duruma geleceğiz…

Bir nefes aldım borsa dipte; bir nefes verdim elalemin doları, gevşektir donları modundayım sokaklarda,tazyikli sular altında..

Hani iki nefes aldın bir nefes verdin, ölüm Allahın emriydi ayrılık olmasaydı?Bak, şimdi hem nefes de alamıyoruz hem de ayrılık var ayrılık üstüne gözlerin…Milyon kere gözlerinden boşalmışım ve bu şehrin nikahı düştü artık…

Silivri’de mi tazelenecek nikahlar? Taze limonlarım var ayılana limon bayılana gazoz misali! Silivri soğuk da başka cezaevleri sıcak mı?Sana var da bana neden yok.Gülüşlerin ki hani benzer aya-güneşe döner, döner de dünyanın gülüşlerinde her yerde eşitlik ve asalet ve dahi mutlak adalet içre olurdu…Her yer sefalet ömrün saçlarının örüklerinde küçük kıyamet…

Öte yanımda diplomasi ve diploma krizleri evde bardak kaldıramıyor denilen z kuşağı dünyayı ayağa kaldırırken Gazze’de gamzelerinin gülüşünde hala çocuklar vuruluyor sevgilim..Gel de şimdi ben nasıl asılayım gülüşlerinden dünyaya….Turpun büyüğü Trumpun küçüğü üç başı mamur erotik ve nevrıtik rüyaların ortasında biber gazıyla uyanmaktayım yine..Annem gurbet, babam hasret ve özlem sen ayrılık…

Bugün bayram olsa da bana ne derim sürerken gözden düşmüş bilinçaltı postmodern duygularım…Kart sensin postal da sana derim ve sana da iyi bayramlar?

En iyi en güzel bayramlar da Z/S kuşağı sevgilim ve sevdiklerinin olsun her dem…