ORTADOĞU’DA CADI KAZANI KAYNAMAYA DEVAM EDİYOR
Yanı başımızda, birkaç saatlik ötemizde, olan Rojava’da Orta Doğu’nun en küçük toprak parçasında, büyük bir tarihsel ve toplumsal bir dönüşüm yaşanmaktadır.
Orta Doğu’nun başka bir ucunda da kardeş Filistin halkı bombardıman yağmuruna tutularak kadın, çocuk gözetilmeden katledilmektedir.
İsrail’in Filistin kenti Gazze’de başta okullar, hastaneler olmak üzere bütün sivil yerleşim alanlarına yönelik saldırısı bir insanlık ayıbıdır. İnsanlık kırımıdır. Binlerle ifade edilen masum sivillerin katledilmesinin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Filistinli halka dönük katliamlar kabul edilemez. Karşı çıkmak bir insanlık görevidir. Yaşanan bir insanlık dramıdır. Hiç bir vicdan bunu kabul edemez.
Yanı başımızda başta Kürt halkı olmak üzere, kendisinden olmayan düşünce ve inanç guruplarına karşı bir zulüm organizasyonu olan derleme İŞİD ölüm çetelerinin Rojava’da, Irak’ta ve en son Şengal’de insanlık dışı uygulamalarıyla kan akmaya devam etmektedir. Ezidiler sırf inançlarından dolayı katliamla karşı karşıya kalmıştır.
Orta Doğu coğrafyasının her iki yanında Kürt, Filistin halklarıyla birlikte diğer kadim halklar ve inanç gurupları tehdit altındadır. Zulme, tacize, tecavüze uğrayan kadınların, katledilen halkların acıları, gözyaşları ortaktır. Acıların ortaklaşması bizleri ortak düşünce ve dayanışma içerisinde olmaya götürüyor.
Rojava devrimiyle Orta Doğu’da başta kadınlar olmak üzere, farklı düşünen ve inanan etnik-dinsel grup ve halklar içinde bir umut doğmuştur. Sadece halkların ve inançların değil kadının da rolü değişmiştir. Tıpkı tarihin başlangıcında olduğu gibi; toplumsal yaşamda, ana öğe olarak, özgür ve katılımcı yerini almaktadır.
Orta Doğunu kördüğümü Rojava’da çözüldü. Demokratik ve özgür toplum modelinin inşasıyla kadınlar da kendilerine erkekler tarafından biçilen ötekileştirilen rolü parçalamış ve devrimin aktif gücü olarak ortaya çıkmış ve devrime damgasını vurmuştur. Süryani, Arap, Kürt kadınları bu tarihsel süreçle birlikte; hem katı ulus devlet sınırlarına ve hem de, bu sınırlar içerisinde kültürel-etnik,dinsel-mezhepsel bölünmelere karşı çıkmıştır. Devrime rengini katan kadın milliyetçi, eril iktidar kavgaları içinde ötekileri düşmanlaştırma politikalarına bir set olmuştur. Kapitalizmin yok edici, çürütücü ve hiçleştirici politikalarına karşı; Rojava Devrimi kadınlar, ezilenler, yoksullar ve ötekileştirilenler için; yeni bir ütopya olarak ortaya çıkmıştır.
(Devamı yarın)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.