Şimdiye kadar aralarında birlik oluşturamayan Ortadoğu halkları bu tehlike ve saldırı karşısında dostluk, kardeşlik ve dayanışma sorunlarını çözmeleri artık bir zorunluluk haline gelmiştir.

 Bu canavarı büyütüp besleyen ve yataklık eden güçler de ileride bundan büyük zarar görecektir. Başkaları için beslenen canavar eninde sonun da sahibini de paralayacaktır. Bunu görüp anlamak için illa kâhin olmaya gerek yok. Mevcut uygulamaları yeterince ipucu vermektedir.

Geçen günlerde yapılan açıklamada, Arabistan’ı ele geçirdiğimizde Kâbe’yi yıkacağız, diyen anlayış, çok şeyi yıkacaktır. Nitekim Şengal’de Ezidi’lere ait inanç merkezlerini yakıp yıkmaktadırlar. Hem İslam adına ortaya çıkıp hem de İslam’ın başka inançlara hoşgörüden eser olmayan bu çeteci yapıların uygulamaları aslında İslamla çelişmektedir. Kuzey Avrupa’nın ve Asya’nın ortasında türeyen, her şeyi yakıp yıkan, yağmalayan barbar kavimler gibi şimdi günümüz barbarları, tıpkı geçmişte olduğu gibi Ortadoğu’yu yağmalamaktadırlar. İnsanlık değerlerini geçmiştekilere rahmet okutan bir Vandalizm’le yok etmektedirler.

            Dünyanın her hangi bir yerinde İslam’a karşı yapılan her hangi bir yanlış davranışa karşı seslerini yükselten, kıyameti koparan İslam ülkeleri ve Müslüman dünyasının sessizliği anlaşılması zor bir durumdur. İŞİD Kâbe’yi İslam öncesinin putlarına benzetiyor. Hem Hz. Muhammed’in kabrini yıkacağım diyor hem de şeriat ilan ederek, liderlerini de halife ilan ediyorlar. Bu büyük bir çelişkidir.

            Kürtler halklarla birlikte yaşamak istiyor ve bu düşüncelerini kararlı bir şekilde ortaya koyuyor. Her ortamda savunuyor. Nitekim hem Kürtlerin hem de halkların ortak çıkarı bunu gerektiriyor.

            KDP’nin benmerkezci yaklaşımı Kürtlerin ulusal birliğini engelliyor ve Kürtlerin karşılaştığı tehlikelere karşı zayıf ve savunmasız kalmasına neden oluyor. Bu dar ve sadece kendi çıkarları temelindeki tutumları, tarihsel fırsatların Kürtlerin lehine dönmesinin önünde engel oluyor.

            Demokratik ulus projesi, orta doğuda yaşam bulacak zemine ve koşullara sahiptir. Çok dilli, çok kültürlü, inanç ve etnik yapılarındaki zenginliği yaşama geçirmek için İŞİD’in bu saldırılarını tersine çevirmek için bundan daha iyi zaman ve koşul bulunamaz. Beladan hayır çıkarmak mümkündür. Bunun bedeli ağır olacak ama sonuçta kazanan halklar olacaktır. Bunun ön koşulu halkların güçlerini birleştirerek ortak güç birliği, ortak savunma hattı oluşturmaktır.

            Mezopotamya artık tümden Rojava olmaya doğru gitmektedir. Boğazına bıçak dayanmış halklara dayanışma ve yardım sunmak gerekir.  Dayanışma ve yardımlaşma sadece Kürt yurttaşların değil; başta Türk halkı olmak üzere bütün halk kesimlerinin de sorunu olmalıdır. Gerçek kardeşlik zor günde gösterilendir.