Muhalefet partileri ve kurtuluşun formülü?
Getirildiğimiz aşama itibariyle ülkenin topyekûn bir kurtuluşa ihtiyacı var.
Bu ihtiyacı giderecek araçlar ve araç sahipleri kimler, nasıl olacak?
Şimdi bunlara kafa yormanın zamanı, çünkü bu zaman da giderek daralıyor.
Elbette ki araç, demokrasinin vazgeçilmezi olarak kabul ettiğimiz sandıktır. Sandığa giden yoldaki bariyerleri kaldırmak, bir an önce halkın önüne getirilmesini sağlamak ise muhalefetin görevidir. Böyle bir çabanın varlığını görüyoruz, ancak, sonuca ulaşılabilirliği meselesi tartışılır.
Siyaset sıkıştığında, ülkede sorunlar içinden çıkılmaz hale geldiğinde, yönetme yetenekleri ortadan kalktığında, yani tam bu noktada bireysel kurtuluş değil de toplumsal kurtuluş söz konusu olduğunda; ‘siyasetin duayenleri ne diyor’, ona bakılırdı. Yani tecrübeler test edilirdi.
Türkiye şu anda, ‘Battı balık yan gider’ misali bir pozisyonun içine sokulmuş vaziyette. Tecrübeli siyasetçilerin, devlet adamlarının dahi öneri yapmakta zorlandığına tanık oluyoruz.
Tecrübeli, duayen devlet adamları siyasetçilerle buna rağmen sohbetlerden sonuçlar çıkarmaya çalışıyoruz.
Böyle bir ortamda, Ankara’da sohbetine tanıklık ettiğim eski siyasetçi-devlet adamları muhalefet partilerinin çabalarını ve yöntemlerini yetersiz buluyorlar.
Çok ciddi bir öneri; Bütün muhalefet parti liderleri aynı anda ortak miting düzenleyerek, halkın karşısına birlikte çıkmalı. Girdaptan kurtulmanın ortak mesajlarını yansıtmalılar. Ülkenin içinde bulunduğu durum, partilerin ideolojik bakış açılarını bir kenara bırakmaları gerektiğine işaret ediyor.
Cumhur ittifakının karşısında tavır alan bütün parti liderlerinin 4-5 bölgede arka arakaya birlikte miting düzenlemesinin yurttaşın moraline katkıda bulunacağına ve güven oluşturacağına işaret ediyor tecrübeli duayenler, ancak, gecikildiğini vurguluyorlar.
Bir de HDP melesi var.
Mevcut iktidardan kurtuluşun anahtarı olarak görülmesine ve kabul edilmesine rağmen, muhalefet partilerinin bazıları tarafından ‘Devre dışı’ bırakılmasının siyaseten doğru olmadığı konusuna da vurgu yapılıyor.
Tarafsız anketçiler, siyasetçiler, duayenler; HDP’nin şu an çok farklı kesimlerin şimdiye kadar olmadığı kadar, hatta beklenenin üstünde bir ilgi ve kabulüne aday olduğu kanaatindeler. Oy oranını yüzde 15-16 olarak telaffuz edenler dahi var.
HDP’nin PKK’den azade bir yerde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden tecrübeli siyasetçiler şu örneği veriyor; kabul etmeyenler parlamento çatısı altında meclis başkan vekilliği görevi yapan HDP Milletvekillerine ‘Sayın başkan’ diye hitap edip söz istemiyor mu?
Doğru, parlamento çatısı altında bu yapılırken, dışarıda başka jargonlar kullanılarak, karşı duruş sergilemenin siyasetin sosyolojisine uygun olmadığı gerçeği çıkıyor ortaya.
İktidarı alaşağı etmek için muhalefetin ortak düzenleyeceği bölgesel mitinglerde liderlerin arasına daha önce Meclis Başkan vekilliği de yapmış olan HDP eş genel başkanı Mithat Sancar hoca da katıldığında topyekûn toplumsal kurtuluşun mesajının daha gerçekçi olacağını savunanlar da var.
Toplumsal kurtuluş reçetesi hesapsız kitapsız böyle uygulandığında, toplumsal uzlaşı, toplumsal barış ve çözümlerin reçetesi de yurttaşlar topluluğu tarafından çok net yazılır gibime geliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.