Mânialı
İnsanoğlu, yüzyıllardır yeryüzünde yaşamakta olan, ne istediğini kendisi de bilmeyen fakat her zaman dünyadan bir şeyler almaya çalışan bir varlık. Bu garip varlık yeryüzünde yaşadığı süre boyunca her zaman bir şeyleri değiştirmeye çalışmış, doğadan yeni icatlar çıkarmış, yeni diller üretmiş. Zamanla bu yenileşme sürecinin içerisinde farklılaşmalar çoğalmaya başlamış. Doğada her şeyde olduğu gibi insanlar da birbirinden farklı. Ama unutmayalım ki farklı olan insanlardır, insanlık değil. İnsanlık, bir bütündür.
İnsanların çevrelerinde yaptığı değişimler, yenilikler ve doğada yaşanan gözle görülür olaylar dışında insanların genleri de kimi zaman farklılaşmış, mutasyona uğramıştır. Ve bu genlerin baskın gelmesi sonucu yeryüzünde doğuştan engelli bireyler doğar. Kimi zaman doğuştan olsa da kimi zaman da herhangi bir hastalık veya kaza sonucunda bireyler engelli olabilir. Yani aslında yeryüzünde yaşamakta olan herkes birer engelli adayıdır. Bu insanlığın ortaya çıkışından beri böyledir. Ama ne yazık ki dünyadaki birçok insan bu durumun farkında değil. Çoğu kişi nasıl doğduysa öyle öleceğini düşünüyor, aslında bir saniye sonrasının bile garanti altında olmadığını unutarak. Çoğu sosyal sorumluluk projeleri, engelli bireylerin toplulukları insanlara bunu anlatmaya çalışıyor. Günümüzde bu tür projelerin artması da geleceğe dâir hoş bir ümit yeşertiyor insanın içinde. Ve umuyoruz ki bu projelerle insanların hoşgörüsünde de artış meydana gelecek.
İşte bu çerçevede biz de bir kısa film çekmeye karar verdik geçtiğimiz aylarda. Bu kararı almadan önce belirli aşamalar oldu bittabi. İlk etapta okulumuz Diyarbakır Sınav Koleji’nin desteğiyle “Sinema Atölyesi" ekibi oluşturduk. Ekibimizin tamamı okulumuz öğrencilerinden sinemaya ilgili duyan bireylerin katılımıyla oluştu. Ekibimizin başındaki kişi ise birçok başarılı projeye imza atmış ve çeşitli ödüller almış Feyzi Baran oldu. Kendisinden teorik ve pratik eğitim aldığımız atölyemizin ardından bir kısa film çekme kararı aldık. Sıra konu belirlemeye gelince de ekipçe bir fikir bulmaya karar verdik. Fikir alışverişinde bulunarak ekipçe bulduğumuz kısa filmimizin konusu, aynı zamanda kısa filmimizin yapımcısı olan Feyzi Baran tarafından senaryolaştırıldı. Konuyu belirlerken olabildiğince özgün ve farklı bir açı yakalamaya çalıştık. Çünkü amacımız, engelli bireylerin yaşadığı zorluklara farklı bir bakış açısı sunmak ve izleyenleri etkilerken aslında buz gibi bir gerçekle de karşı karşıya getirmekti. Yönetmenliğini ve altyazı çevirisini üstlendiğim kısa filmimizde sadece sağırların müzik dinleyip çalabildiği, körlerin okuyabildiği bir distopik dünya oluşturduk. Bu distopik dünyada bizim “normal" diye nitelendirdiğimiz bir bireyin yaşadığı zorlukları anlattık. Geçtiğimiz hafta Çocuk Diyarı Uluslararası Film Festivali'nde ödüle lâyık görülen kısa filmimiz, ulusal ve uluslararası festivallerde yarışmakta. İnanın ki kısa filmimizi izledikten sonra bu konuda farklı bir bakış açısı edinecek ve belki de bu konuda istemsizce bir hoşgörü sahibi olacaksınız. Çünkü o distopik dünyada, başrolü oynayan aslında sizsiniz!
Velhasıl kelam umut ediyorum ki bizim kısa filmimiz dahil tüm projeler, en azından insanlara farklı bir bakış açısı kazandırmak yolunda bir adım olur. Hepimiz birer engelli adayı olduğumuzu unutmadan tüm bireyleri anlamalıyız. Bugün hiç önemsemediğimiz bir konu, yarın bizim de kaderimiz olabilir. Unutmayalım ki insan ettiğini bulan bir varlıktır!
Zeynel Hebun Güler