Keşke
Bir yıl daha geride kaldı…
2024, bize kazandırdıkları kadar kaybettirdikleriyle de hafızalarımızda yer etti. Zamanın akışı, geçmişin izlerini taşıyan insan için yeni bir sayfalar niteliğinde. Ama bu yeni sayfalar, "keşke"ler ile doldurup taşırıyor insan; ne yazık ki!!!
2024 yılına damga vuran olay Filistin’de yaşanan ve dünyanın sessiz kaldığı SOYKIRIM oldu…
Bu yıl da dünya, insanlığın payına düşen “acı sınavlarını” verdi. Küresel ısınma, doğal afetler, savaşlar, göçler, çatışmalar ve açlık gibi sorunlar bir kez daha gündemimizdeydi.
Keşke çocuklar ölmeseydi… Keşke kadınlar öldürülmeseydi… Keşke çocuklara kıyılmasaydı… Keşke kimse evsiz kalmasaydı… Keşke ormanlarımızı koruyabilseydik... Keşke her geçen gün daha fazla kaybettiğimiz doğanın yerini doldurabilseydik... Keşke daha fazla dayanışma gösterebilseydik...
Ve daha sayısız keşke….
Dünyanın bir yanında insanlar açlıktan ölürken, diğer yanında israfın tavan yapması, bir vicdan muhasebesi olarak göz önümüzde duruyor.
Savaşlar ise insanlığın en büyük utancı olmaya devam ediyor. Dizi-film izler gibi çay,kahve, yemek, sohbet eşliğinde izliyoruz ölümleri. 2024'te de çatışmaların gölgesinde hayatını kaybeden masum insanların haberleri ciğerleri dağlarken kimileri için ise sadece sayılardan ibaret kaldı; ölüler ve yaralılar.
Keşke silahları bırakıp barışı konuşabilseydik... Keşkelerle dolu bir insanlık tarihi yazmaya devam ediyoruz maalesef.
İç dünyamız!!!
Bunca hengame arasında İnsanın en büyük savaşı ise kendi içinde sürüyor. 2024’ün son gününe dönüp baktığımızda, geride bıraktığımız yıl boyunca içimizi kemiren ne çok “keşke” varmış dedik.
Keşke daha fazla zaman ayırabilseydim sevdiklerime... Keşke söylediğim sözleri daha dikkatli seçseydim... Keşke cesaret etseydim ve hayallerimin peşinden gitseydim...
Hayatın koşuşturması içinde kaçırdığımız küçük mutluluklar, fark edemediğimiz güzellikler, hep “bir gün yaparım” dediğimiz şeyler… Aslında her bir “keşke”, bize hayatın en kıymetli hediyesini, “şimdi”yi ne kadar ihmal ettiğimizi hatırlattı.
Keşkeler, geçmişin zincirleri olurken, geleceği de şekillendiren birer rehber görevi görüyor. İnsan, hatalarıyla büyür, öğrenir ve değişir. Bu yüzden keşkelerimize yalnızca pişmanlıkla değil, aynı zamanda bir farkındalıkla da yaklaşmalıyız. 2025’e adım atarken, bu farkındalıkla şunları söyleyebiliriz:
* Kendimize ve çevremize daha duyarlı olmalıyız.
* Doğanın, dünyanın bize sunduklarını korumak için daha fazla çaba göstermeliyiz.
* Sevdiklerimize vakit ayırmalı, ilişkilerimize daha fazla özen göstermeliyiz.
* Hayatın telaşı içinde kaybolmak yerine, anın kıymetini bilmeliyiz…
…
Keşkeler, geçmişin ağırlığı değil, geleceğin rehberi olsun. 2024, insanlık adına büyük derslerle geride kalırken, yeni yılın bize getireceklerini anlamak ve değerlendirmek elimizde.
Yeni yıl, keşkeler yerine “iyi ki”lerle dolu olsun. Kendimize, insanlığa ve dünyaya daha fazla umut bırakabilmek dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.